height="650"

Radyo Hayal Bahçe

SEVİYORSAN...  

Gönderen Hayal Bahçe

*





SEVİYORSAN

EĞER BENİ ÇOK SEVİYORSAN
SÖYLE  ŞİMDİ UZAKLARDA NE İŞİN VAR
YAĞMUR DUASIMI YAPTIN  GİDERKEN GÖZLERİME
MUTLUYSAM  GÖZLERİMDE YAŞIN NE İŞİ VAR
DARGIN DEĞİLSEM YILLARA
SAÇLARIMDA BEYAZIN NE İŞİ VAR
GÖNLÜMDE ÇİÇEKLERİM BİR BİR SOLMUŞSA
SÖYLE BAHARLA BENİM NE İŞİM VAR
SEVERKEN RÜYAMDA
ÖZLERKEN UZAKTAYSAN
SÖYLE VEFASIZ SENLE NE İŞİM VAR...

YAZAN: ŞENAY KESKİN

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

VAZGEÇTİ DİRENİŞİM...  

Gönderen Hayal Bahçe

*





vazgecti direnisim, seni sevmeyi ağır oduyorum.....
ıssız bir kente dustu gozyaslarım...
sensiz bir kente...
bir ben birde gozyaslarım var orda...
sen derdimin sahibi...
sen yuregimin yarası...
sen prangalı hasretim...
sensin ıssız sevdalarında kayboldugum...
sensin guluslerimi calan...
sendin beni bir basıma ıssız bir kente bırakan...
sendin beni vareden ve yokeden...
vazgecti yuregim seni sevmelerden...
vazgectim senden ve deli bakan gozlerinden...
vacgectim sevdandan...
artık biz yok...
sadece sen ve ben ve hayat var...
aslında hep oyle degil miydi.....
alıntı


Vazgeçtim Yalan candan&sezen - CANLI PERFORMANS

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

BİR DÜŞTEN UYANDIM...  

Gönderen Hayal Bahçe

*



Image Hosted by ImageShack.us


Bir düşten uyandım,
Uyanmamak için kendimi çok zorlamıştım oysa. İçimde yalnızca hüzün var şimdi.
Aldığım her nefes, dayanılmaz bir acıyla yayılıyor bedenimim tüm hücrelerine.
Ben bu acıları bile çok seviyorum, biliyor musun? Her saniyesinde sen varsın çünkü. Senin sesin, bakışın, gülüşün var.

Bir düşten uyandım ben.
Nisan yağmurları kadar taze, nisan yağmurları kadar güzel ve nisan yağmurları kadar kısa
Her şeye rağmen ömre bedel bir düşten Güneş her zamankinden büyük, yıldızlar daha parlak, gökyüzü alabildiğine engindi.

Şimdi her şey sönük. Tıpkı yaralı yüreğim gibi. Yalancı baharı bilir misin ?
Güneşin erken parladığını gören meyve ağaçları çiçek açar birden bire.
Tıpkı benim gördüğüm düş gibi. Sevinirler bahar geldi diye.
Gülümserler tüm güzellikleriyle, tıpkı bir melek gibi Masumca
Ardından gelen acı bir soğuk alır götürür tüm sevinçlerini, umutlarını bu çiçeklerin.
Onlar da uyanırlar düşlerinden, tıpkı benim uyandığım gibi Bir dahaki bahara kalır sevinçleri,
bir dahaki bahara kalır umutları, yarınları

Bir dahaki bahara kalır sevdaları
__________________

Bir yanimda daglar, bir yanim sevda
Anladim ki hersey yalan, YALAN BU DUNYA..!
Bir yani karanlik, bir yani mavi
Bir yanimda sevmek varsa, bir yani fani

Ne desem seni geriye getirmez
Ne desem acimi bitiremez
Ne desem bosa GELECEGIMIZ YOK!
Ne desem bu aski silemez


Kendime zarar verdim acı duymadım, iki karar verdim ama basarmadım
Birisi ölmekti bocaladım olmadı, birisi yasamaktı yasayamadım,
Pismanım, herkesi insan sanıp da saçmaladım.
(alıntı)

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

KALBİMİM SAHİBİ  

Gönderen Hayal Bahçe

*





Genç kız feci bir hastalığın pençesinde kıvranıyordu. Yaralı kalbi artık bu dünyaya
daha fazla dayanamamaya başlamıştı. Çok zengin olan ailesi tüm gazetelere,
kalp nakli için ilân vermişlerdi... Canını feda edecek birini arıyorlardı...
Genç kız ise her gün hastane odasında biraz daha solmaktaydı.

Yine yalnızdı odasında, gözü yaşlı, boynu bükük ölümü bekliyordu...
Gözlerini kapadı, bu küçük odada gözyaşı dökmekten bıkmıştı... Yine de
engel olamadı pınar gibi çağlayan gözyaşlarına. Sevdiği geldi aklına,
fakir ama onu seven sevgilisi... Her gün aynı şeyleri düşünüyor,
anıları bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyordu...

"Param yok ama sana verebileceğim sevgi dolu bir kalbim var" demişti
delikanlı... Genç kızda zaten başka birşey istemiyordu...Sevgiye muhtaç biri,
sevdiğinin sevgisinden başka ne isteyebilirdi ki... Ama olmamıştı işte,
dünyalar kadar olan sevgilerinin arasına, o lanet olasıca para girmeyi bilmiş,
onları ayırmıştı... İşte paranın geçmediği zamanlara gelmişlerdi...
Ne önemi vardı artık? Şu son günlerinde, sevdiği yanında olsa yeterdi...

Ayrılıklarından bu yana beş bitmeyen, çile dolu yıl geçmişti...Her günü zehir,
her günü hüsran... Ama genç kız hep sevgisini yüreğinde taşımış, kalbini
kimseyle paylaşmamıştı. Sevdiğini düşündü işte o an.. Acaba o neler yapmıştı
bu kadar sene boyunca.. Kimbilir kiminle evlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştı...
Gözlerinden bir damla yaş daha damladı kurumuş, bitmiş ellerine. Ellerine baktı,
bir zamanlar ellerinin, elerini tuttuğunu hayal edip, her gün saatlerce ellerini
seyrederdi... En çok da saçlarının dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdiği öpmüş,
koklamıştı onları. Her bir tanesi koptuğunda, kalbine bir ok daha saplanıyordu.
Kalbi yine sızlamaya başlamıştı. Belki sevdiği yanında olsa,
kalbi bu kadar yorulup, veda etmezdi yaşama... Zaten artık ölüm umrunda
değildi genç kızın. Sevdiğinden ayrı yaşamanın ölümden ne farkı vardı ki...

Tekrar o geldi aklına... Keşke keşke yanımda olsa dedi. Son bir kez elini tutsa
yeterdi. Gözlerini son bir kez öpse, rahatça ebediyen gözlerini kapatabilirdi artık...
Gözleri pınar gibi çağlamaya başladı. Sevdiğini son bir kez göremeden ölmek
istemiyordu.. Ufak da olsa ondan bi hatırasını almadan bu dünyadan göçmek
istemiyordu... Sevdiği, kimbilir kiminle beraberdi? Kendi, sevgi dolu kalbini kimseyle
paylaşmayı düşünmemişti bile ama acaba o paylaşmış mıydı? Onun sevgisini
silmiş atmış mıydı acaba kalbinden? İçi birden nefretle doldu. Üstüne büyük bir
ağırlık çöktü. Onu düşündükçe her dakikasının zehir olması artık çok daha
ağır geliyordu genç kıza... Ölmek istedi, artık yaşamak istemiyordu bu dünyada...
Ama sevdiğinden bir hatıra almadan ölmeyeceğine and içmişti.

Tekrar gözlerini açtı. Kimbilir belki de sevdiği onu unutmuştu.. Bu düşünceler
içinde daldı... Birden babası girdi odaya, kızına kalp nakli için bir gönüllü
bulduklarını müjdeleyecekti. Fakat genç kız çoktan uykuya dalmıştı...
Bir meleği andıran masum yüzü, sevdiğinin özleminden sırılsıklamdı...

O gece biri gözlerini dünyaya kapadı, genç kız ameliyata alındı. Tekleyen ve
görevini yerine getirmeyen kalbi değiştirilmişti. Bir hafta sonra tekrar gözlerini
açtı dünyaya genç kız. Ama dünya daha farklı geldi ona. Sanki bir şeyler eksikti...

Aradan aylar geçmiş genç kız artık iyice iyileşmişti. Ama içindeki burukluğu bir
türlü atamıyordu. Sevdiği aklına gelince kalbi eskisinden daha çok sızlıyordu...
Bir kere, bir kere görebilsem diye mırıldandı... Kalbi yine sızlamaya başlamıştı.
Yeni kalbi onu iyileştirmişti ama nedense her gece aniden hızlanıyor, onu
uykusundan uyandırıyor ve sanki yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlıyordu...
Genç kız bir anlam veremediği bu durumu doktora anlatmıştı ama
ameliyatı kolay değildi, bir aya kalmadan geçer demişti doktor.

Aylar geçmişti ama hâlâ aynıydı durum. Çiçeklerinin yanına gitti. Her gün
onlarla saatlerce dertleşiyor, zaman zaman ağlıyordu onlara.. En çok kan
kırmızısı gülünü seviyordu. Çünkü kırmızı gülün onun için yeri apayrı idi.
O da genç kızla beraber gülüyor, onunla beraber ağlıyordu. Onu sevdiği gibi
görüyordu genç kız. Ve gülünü sevdiğini ilk gördüğünde ona hediye edeceğine
dair yemin etmişti. Başka türlü paylaşamazdı gülünü kimseyle...

Kapı çaldı aniden. Kapıyı açtı ama kimse yoktu. Gözü yerdeki beyaz zarfa ilişti.
Yavaşça eğilip zarfı yerden aldı. Birden kalbi deli gibi atmaya başladı. Ne
olduğunu anlayamıyordu. Zarfın üzerinde ne bir isim, ne bir adres vardı.
Zarfı açtı, içinden beyaz bir kağıda yazılmış bir mektup çıktı. Kalbi daha hızlı
atmaya başladı. Onun kokusu vardı kağıtta. Evet, onun kokusu vardı.
Yıllar yılı özlemini çektiği, yanında olabilmek için canını bile verebileceği
sevdiğinin kokusu vardı mektupta... Başı dönmeye başladı. Koltuğuna geçip
oturdu yavaşça... Kağıdı açtı ve elleri titreyerek okumaya başladı.

"Sevgilim, senden ayrıldıktan sonra, bir kalbe iki sevginin sığmayacağını
bildiğimden dolayı, ne bir kimseyi sevebildim, nede kimseye bakabildim... Her
günüm diğerinden daha zor geçti, çünkü her gün özlemin daha da artıyordu...

Sana kitapları dolduracak kadar şiirler yazdım. Her biri diğerinden daha da
hüzünlüydü. Yazdım, okudum, ağladım... Her gün yazdım, her gün okudum, senelerce
ağladım... Her gece seni düşündüm sabahlara kadar, her gece senin yanında
olmayı istedim. Ve her gece sensizliğe lanet ettim, uykuları haram ettim kendime,
sensiz olmanın acısını gözlerimden çıkardım... Ve bir gün her şeyi değiştirecek
bir fırsat çıktı önüme. Bunu fırsatı değerlendirmeyip, kendime haksızlık edemezdim.
Ve değerlendirdim... Senden çok uzaklara gittim, belki seni unuturum diye...
Ama tam tersi oldu. Seni daha çok özlüyorum artık...

Senden çok uzaklardayım belki ama yine de seni görmek için uzaklardan
gelebiliyorum. Hem de her gece...Seni seviyor, seyrediyor ve eğilip sen uyurken
yanağına bir öpücük konduruyorum.. Bazen gözlerini açıp bakıyorsun, geldiğimi
bildiğini sanıyorum ama yine o tatlı uykuna geri dönüyorsun. Yarın birbirimizi
sevmemizin altıncı senesi... Hep ben geldim şimdiye kadar senin yanına, yarın da
sen gel olur mu sevgilim.. Ha, unutmadan, sana hep sözünü ettiğim, kalbime iyi bak
olur mu? Çünkü göz yaşlarımla, adını yazdım ona... Seni senden bile çok seven bir
sevgi var kalbinin içinde unutma. Kırmızı gülü de unutma olur mu?
Seni Seviyorum, Yanıma Gelinceye Kadar da Seveceğim...

                                                                                                                          SEVGİLİN
ALINTI

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

TUZLU KAHVE  

Gönderen Hayal Bahçe

*






Kıza bir partide rastlamıştı.. Harika birşeydi. O gün peşinde o kadar
delikanlı vardı ki... Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti.
Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şaşırdı ama tam bir
kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular.
Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu.
Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı...

“Ben artık gideyim” demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı.

“Bana biraz tuz getirir misiniz” dedi. “Kahveme koymak için.”

Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı. Kahveye tuz! Delikanlı
kıpkırmızı oldu utançtan ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı.

Kız, merakla “Garip bir ağız tadınız var.” dedi.. Delikanlı anlattı: “Çocukken
deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım.
Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.
Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadı
dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu
ailemi hatırlıyorum... Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar.
Onları ve evimi öyle özlüyorum ki...”

Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının... Kız dinlediklerinden
çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar
özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini
arayan, evini sakınan biri... Ev duyusu olan biri... Kız da konuşmaya
başladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğu gibi...

O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu... Tatlı ve sıcak.
Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii...
Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses,
prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses
ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu...
Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü...

40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç” diye
bir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöyle diyordu, satırlarında: “Sevgilim,
bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum
için beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.

İlk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki,
şeker diyecekken ‘Tuz’ çıktı ağzımdan. Sen ve herkes bana bakarken,
değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim
ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayı
defalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim.
Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok...

İşte gerçek: Ben tuzlu kahve sevmem! O garip ve rezil bir tat.
Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim.
Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın
en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum.
Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yeniden
tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim,
ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da...”

Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı. Lafı açıldığında
birgün biri, kadına “Tuzlu kahve nasıl bir şey?” diye soracak oldu..

Gözleri nemlendi kadının...
Çok tatlı!.. dedi...





alıntı





Rodrigos Guitar Concerto - Mirage

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

KIRMIZI GÜLÜM  

Gönderen Hayal Bahçe

*



Mis Kokulu Kırmızı gülüm...

Hani limandan ayrılır ya gemi,
Uzaklara açılır
Öylece ardından bakarsın
Umutsuzca
Kavuşamazsın,
Deniz koskoca okyanus olmuştur
Aranızda onunla

O an kasırgalar kopar,
Fırtınalar eser yüreğinde
Hasretin uğuldar
Yaşanmamış sevdan kanar
Umutların kırılma noktasında
Vurur bakışları,
Gönlünün kıyılarına

Dizelere uzatırsın
Boylu boyunca hayalini,
Şiirlere yazarsın
Çoşkusuyla içindeki deniz
Okyanus olur kabarır
Derinden derinden, akarsın ona

Zamansız bir baharda, ansızın
Dupduru bir su gibi,
Akar içine
Filizlenirsin, yeşil yeşil
En yeşil baharlara inat

Ama her zaman başlangıcında
Bir sonu vardır
Farkına varmadan
Bir hazan baharı
Oluşur yüreğinde
Artık dallarında
Dökülür yaprakların,
Solar ve kupkuru olur,
Çabalarsın,
Tekrar sularsın
Ama kurumuştur
Yeşermez, artık
Senin koklamak istediğin
O mis kokulu kırmızı gülün Kırmızı Gülüm
-alıntı-









EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

SENSİZ SAADET  

Gönderen Hayal Bahçe

*





Sensiz Saadet

Bilemiyorum Saadet!
Hangi hüzünlü şarkının
Dikenli güftesinde başlar aşklar
Ve ben, ne zaman gözlerimi yumsam yüzüne
Hangi dağın zirvesinden patlar
O ciğerimi söken bakışlar

Bilemiyorum Saadet!
Hangi hâin mısrâ da saklıdır
Saadetli sevdalar

Öyle gülme Saadet!
Gelemem gülüşünden fışkıran o ışığa
Yolum kör kör düğümlenir
Nerede bir çöl varsa oraya uğrar ayaklarım
Yığılır dağ taş önüme, ömrüm solar
En çokta bana sevdaya boyun eğmişliğim koyar

Bakma öyle Saadet!
Aşk dediğin bu devir de
İnsanın kanını içerek doyar


Biz şarkımızı söyleyelim Saadet!
’’Sensiz Saadet neymiş tatmadım bilemem ki’’
Çalsın gönlümüzün maviliğinde
Eski zamanların eskimezliğinden
Açalım yelkenlerimizi yalnızlık sevdalarına
Yalnız gelip yalnız gidiyoruz hiç anlamasa

-alıntı-











Sensiz Saadet Neymis - Yasar Guvenir

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

SEN ATEŞ OL BEN YANAYIM...  

Gönderen Hayal Bahçe

*






Tenin tenimde ben sana haldaş olayım,
bir yaprak gibi dalına sarılayım;
uğruna yanılayım, uğruna yorulayım.
Ahını ahıma kat sevdan olayım.
Sesime bir ilmek at sesine tutunayım...

Sen ateş ol ben yanayım,
sen yaz ol ben ayaz kalayım;
uzasın gölgeleri şu ışıkların,
sen tutukla ben hükümlü kalayım.
H ü k ü m l ü k a l a y ı m…

 

Yılmaz Odabaşı

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

GURUR DUYARIM...  

Gönderen Hayal Bahçe

*





Sıcak bir merhabayla tanışmıştık ikimiz
Tertemiz duygularla başlamıştı sevgimiz
O siyah gözlerinle büyülemiştin beni
Gurur duyarım delice sevmekten seni

Ne güzelsin sevgilim bakışların sımsıcak
Gözlerim gözlerinde kayboldu kaybolacak
Yollarını beklemekten sana gönül vermekten
Gurur duyarım her an seni düşünmekten

Yıllardır özlediğim menekşem sümbülümsün
Canımdan çok sevdiğim solmayan BİRGÜL'ümsün
Sözlerine inanmaktan aşkına kucak açmaktan
Gurur duyarım sana duyduğum aşktan

Ben senin yörüngende dolaşan gezegensen
Isıt beni sar beni sen benim güneşimsen
Ben gönül bahçende uçuşan kelebeksem
Gurur duyarım canım sen benim kaderimsen...
-alıntı-

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

İNCİNEN GURUR  

Gönderen Hayal Bahçe

*

 




 

İNCİNEN GURUR

 

Pencereden baktığımda görüyorum

Senin yüzün incir yaprağında

Senin ürkekliğin duvar üstünde yürüyen

Bir kedinin kıvraklığında

 

Aynada dururken görüyorum

Kırmızı öpüşün sol yanağımda

Dişimi fırçalarken senin ağzın

Serin suların berraklığında

 

Rakı devrilmiş masalarda yokluğun

Veya benden önce kalkıp gitmişliğin

Gece boyu dolandığım barlarda

Sarhoşlara tekrarladığım adın

Balıkçı kahvesinde, çorbacıda, kenarlarda

 

Dökülmek istemiyorum hayır! ..

Çingene çiçekçiler habire yaltaklandığında

Bilmediğim soruların açtığı çukuru

Yalanlarla doldurmak istemiyorum

 

Seni kaybettim galiba

İki taşın arasında kaldım

Bu, benim hatam değildi

Seni ben çook geç tanıdım

 

Derin acılar bahçıvanı

Yüreğime ne ektin böyle...

Aşk korkağını bağışlar mı?

Söyle...

 

Aramak ne kötü herkeste seni

Her gözde bulup yanılmak seni

Ah turuncu rüyalar güzeli

Hem kendini yok ettin

Hem beni

 

Başka ne acıtabilir içimi

Yaşım kırkı devirmişken

Seni böyle patavatsızca sevmişken

Ve, tam aynayı güneşe çevirmişken

Başka ne...

 

Seni vefasız aşklara bırakıyorum

Yüzümü kırılan bardaklarda ara

Düşünme ben ne olurum

Sanırım bi daha onarılmaz

İncinen gururum

 

Yusuf Hayaloğlu

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

BEN SENİ SEVDİM Mİ ?  

Gönderen Hayal Bahçe

*

 

 

BEN SENİ SEVDİM Mİ ?
Ey benim camdan hassas,iyi kalbim...
Herkesi kendin gibi bildin...
Ne kimseyi kendine benzetebildin,ne kimseye benzeyebildin...
İçinde nice iyilikler barındırırsın kötülüklere inat...
Ağaçtan bir yaprak düşse kırılır...
Bir adım gelene iki adım gitmeye çalışırsın...
Nice güzellikler ekmeye çalışırsın da hasat zamanı
bütün ürünlerin kurur...

Kimin başına yağmur yağsa gökkuşağı olmaya çalışırsın...
Hep incinen,hep kırılan sen olursun...
Kaç mevsim geçti üzerinden hayal kırıklıklarının!..
Kaç asır devirdik seninle inançlarımızı tazeleyerek!..
Devrimler yaşadık beraber...
Kederi en zehirli kadehlerden yudumladık...
Acının da dibine vurduk...
Davul gibi şişirmedi mi seni sinene çektiklerin?..
Yetmedi mi dağılıp,savrulduğun?..
Yetmedi mi kendine ettiğin bunca zulüm?..

Durur durur sorarsın kendine
''bu dünyada iyiler nasıl yaşar'' diye...
İnan ben de bilmiyorum kalbim...
Ben de günden güne inancımı yitiriyorum dünyaya...
Ve inan kendimden çok acıyorum sana...
Dönen bu çarkın dişlilerine ayak uyduramadığın için
üzülmek senin kaderin...

Aşk bile senin bildiğin gibi değil,yazık!..
Aşk martıların çöplüklerde ayaküstü sevişmelerinden ibaretmiş...
Aşk güvendiğin dağların üstüne kar yağmasından ibaretmiş...
Nasıl da gülerken ağlar oldun...
Nasıl da cıvıl cıvılken sarardın soldun...
Bilirim acıdır inançlarının temelden sarsılması...
Başka bahara kalbim...
Başka bahara...

Hala anlamadıysan şu kadarcık gerçeği ne diyeyim ki sana...
Bu dünya insanım deyip de insanlıktan
bihaber olanların dünyası...
Sen bu dünyayı hiç tanımamışsın,
beni de peşinden sürüklersin...

Toparlanma vaktidir kalbim!..
Yoksa yeminle söker atarım seni göğsümden...


Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta icime oturttum seni
Aldim, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini

Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu

Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikce tamamlandım, bütünlendim
Biri vardı ağlayan; gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim

Ben seni sevdim mi? Sevdim,
En büyük en solmayan güller açtı içimde
Ömrümü değerli kılan bir şeydin
Sen benim bozbulanık gençliğimde

Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim,
Ya sen beni?


ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

 

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

AŞK BİR DEPREM GİBİDİR  

Gönderen Hayal Bahçe

*

 

 

 

Ne zaman kimi vuracağını asla bilemezsiniz.

Gece yarısı aniden, dipten yükselen çoşkulu bir dalga gibi kabarır içinizde.

Toprak ayağınızın altından kayıyor gibi olur ve en hazırlıksız oldugunuz anda bütün şiddetiyle vurur.

Sarsılır, neye uğradığınızı şaşırırsınız.

Heyecan,korku, kararsızlık, cesaret, acı, öfke,hüzün,merhamet, şiddet kaplar bir anda dünyanızı. Eş dost yardıma koşsa da kolay toparlanamazsın.

Bittiğinde ağır bir enkaz bırakır geride.

Daha kötüsü, "tamamen bitti" sandığınız sarsinti, hafif bir siddette artci şoklar halinde yillarca sürebilir.

Kalbinizdeki kırık hat ara sıra yoklar yeniden...

Can Dündar

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

ÖĞRENDİM...  

Gönderen Hayal Bahçe

*

ÖGRENDIM
Insanlara kendimi zorla sevdiremeyecegimi ögrendim.
Yapabilecegin tek sey sevilebilecek biri olmak;
Gerisi onlara kalmis...
Insanlari ne kadar düsünürsen düsün, Onlarin seni o kadar düsünmediklerini ögrendim.
Güven elde edebilmek için yillarin gerektigini,
Ama yok etmek için saniyelerin bile yettigini ögrendim.
Önemli olanin hayatindaki esyalarin degil, Hayattaki kisilerin oldugunu ögrendim.
Insanin ancak 15 dakika çekici olabildigini, Ondan sonra alisildigini ögrendim.
Kendimi karsilastirmak için, baskalarinin en iyi yaptiklarini degil,
Kendimin en iyi yaptiklarini kistas almam gerektigini ögrendim.
Insanlar için olaylarin degil, onlarin daha önemli olduklarini ögrendim.
Her ne kadar ince kesersen kes, Kestiginin her zaman iki yüzü olacagini ögrendim.
Sevdigin kisilere sevgi dolu sözler söylemen gerektigini,
Belki bu son defa, son görüsün olabilecegini ögrendim.
Her ne kadar onu çok düsünsen de, Yine de gidebilecegini ögrendim
Kahramanlarin, yapilmasi gerekenleri ne pahasina olursa olsun,
Yapanlar oldugunu ögrendim.
Insanlarin seni hep hesapsiz sevdigini,
Ama bunu nasil göstereceklerini bilemediklerini ögrendim.
Sinirlendigimde gerçekten buna degse bile, asla acimasiz olmamam gerektigini ögrendim.
Gerçek dostlugun ve gerçek askin, aramizda uzak mesafeler olsa bile, büyüdügünü ögrendim.
Birisinin seni istedigin gibi sevmemesi,
Onun seni tüm benligiyle sevmedigi anlamina gelmedigini ögrendim.
Bir arkadasin ne kadar iyi olursa olsun seni üzecegini
Ve senin yine de onu affetmen gerektigini ögrendim.
Bazen baskalari tarafindan affedilmenin yetmedigini ögrendim.
Kendini de affetmeyi ögrenmelisin.
Kalbin ne kadar kirilmis olursa olsun,
Dünyanin senin acilarindan dolayi durmayacagini ögrendim.
Geçmisimiz ve durumumuzun oldugumuz kisiligi etkiledigini,
Ama olmamiz gerekene karsi sorumlu oldugumuzu ögrendim.
Iki kisinin tartismasinin, birbirlerini sevmedikleri anlamina gelmedigini ögrendim.
Ve tartismadiklari zaman da sevdikleri anlamina gelmedigini.
Bazen kisiligini eylemlerinin önüne koyman gerektigini ögrendim.
Iki kisinin tamamen ayni olan bir seye baktiklarinda bile
Farkli seyler görebildiklerini ögrendim.
Hayatlarinda her zaman dürüst bir sekilde daha ileriye gitmek isteyen kisilerin,
Sonuçlari önemsemediklerini ögrendim.
Seni dogru dürüst tanimayan kisilerin,
Hayatini, birkaç saat içinde degistirebileceklerini ögrendim.
Verebilecegin bir sey kalmadiginda bile bir arkadasin agladiginda,
Ona yardim edebilecek gücü bulabilecegini ögrendim.
Yazmanin, konusmak kadar duygusal gayret gerektirdigini ögrendim.
En fazla önemsedigim kisilerin, benden hep uzaklastirildiklarini ögrendim.
Insanlari üzmeden ve duyarli olarak kendi fikirlerini söylemenin
Çok zor oldugunu ögrendim.
Sevmeyi, Ve sevilmeyi ögrendim...
Ögrendim...

CAN YÜCEL

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

BASİT YAŞAYACAKSIN...  

Gönderen Hayal Bahçe

*

Basit yaşayacaksın.

Mesela susayınca su içecek kadar basit.

Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.

Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;

tek bir düğme, tek bir cümle gibi;

sevince lafı dolandırmadan söylediğin

“seni seviyorum” gibi.

Basit bir öpücük yetecek sana;

basit sıcak bir öpücük

ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.

O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,

o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.

Kabak çekirdeği verecek sana

rakamların veremediği mutluluğu.

El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak

en değerli kağıdın;

hep yanında taşıdığın,

atmaya kıyamadığın.

İki harekette giyiniverecek,

iki harekette soyunuvereceksin.

Kısacık olacak uyanman

ve yola çıkman arasında geçen süre;

kısacık olacak

sıcacık kollara dolanman

ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.

Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;

bakışların bile anlatabilecek kendini.

Beklentilerin de basit olacak.

Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.

Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;

ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana

en ucuz aşk romanını.

Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.

Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.

Bir kaşarlı tost olacak aradığın

nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;

parmakların olacak en kıymetli çatalın.

Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.

İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.

Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana

kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir

“fa diyez”in mutluluğunu.

Makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.

Temizlik kokacak en pahalı parfümün

“Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde

ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.

Tek dereden su getirmen yetecek,

bir “istemiyorum” diyebilmeye.

Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.

Saatin, sadece saati gösterecek;

Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.

Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.

Basit yaşayacaksın, basit.

Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi

basit...

Yalçın Ergir

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

BAĞLANMAYACAKSIN...  

Gönderen Hayal Bahçe

*





Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.

Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.

Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşe ylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.

İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

CAN YUCEL

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

SENİNLE OLMANIN EN GÜZEL YANI NE BİLİYORMUSUN?  

Gönderen Hayal Bahçe

*







 Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?

 Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.

 Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?

 ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etme

 Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?

 Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...

 Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?

 Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.

 Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?

 Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.

 Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?

 Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.

 Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?

 Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.

 Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?

 Nereden bileceksin?

 Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.

 Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.

 Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni..

 Ama sen hiç benimle olmadın ki...
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN...

 Can YÜCEL

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

SEN GÖNLÜME BÖYLECE KAZILIRSIN...  

Gönderen Hayal Bahçe

*



Bir Sevdasın,

Ömrüme Ömür Katarsın.
Sevda Çeken Kalbimde,
Sen Her Zaman Yaşarsın.


Bir Rüzgârsın,
Esip Esip Durursun.
Bir Deli Fırtına Olup,
Beni Bende Bulursun.


Bir Güneşsin,
Geceme Aydınlık Olursun.
Bir Düşsün Bende,
İçime Akar Ve Yok Olursun.


Bir Şarkısın,
Dilden Dile Dolaşırsın.
Bir Şiirsin Mısralarımda,
Gelip Gönlüme Bulaşırsın.


Bir Başkasın,
Anlatılmaz Yaşanırsın.
Bir Gariptir Sendeki Sevda,
Sen Her Zaman Bu Gönüle Yanaşırsın.


Bir Demet Gülsün,
Koklanır Ve Saklanırsın.
Dikenlerin Vardır Dalında,
Yüreğime Batar Ve Saplanırsın.


Bir Nazlı Bakışsın,
Baktığın Yerde Kalırsın.
Kaldığın O Yerleri,
Bil Ki Sen Daha İyi Tanırsın.


Bir Garip Aşksın,
Hep Başka Yaşanırsın.
Gönül Sevdi Düştü İçine,
Eminim Sen Buna Da Alışırsın.


Bir Hayalsin,
Hep Böyle Yazılırsın.
Hece Hece Düştün Mü Dile,
Sen Gönlüme Böylece Kazılırsın.

ALINTI

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

İÇiMDe BüYüYeN AşKıN SaTıRLaRa DöKüLDüĞü aN...  

Gönderen Hayal Bahçe

*




Yüce dağlar koydun sineme
Bakışında sihir mi var yar senin
Gördüğüm an ateş düştü haneme
Her bir yanın alev kor senin

Günbe gün hasretin yakar kavurur
Günümü gecemi senle yoğurur
Korkarım katlime ferman buyurur
Şu sevdanı söküp atmak zor senin

Karagözlüm düştüm senin derdine
Bazen çekilirsin dağlar ardına
Bilmiyorum şu sevmenin şartı ne
Çözülmeyen kanunların var senin

İçimi dökemem zor gelir bana
Derdinden dolarak döndüm ummana
Ne olur halimi bir anlasana
Bakışın güneşten daha nar senin

Ay doğmuş gecede mehtap gibisin
En hırçın sularda girdap gibisin
Bir türlü bitmeyen hesap gibisin
Her tavrın inan ki büyük sır senin

Velhasıl halıma koymadın beni
Nerde gördüm nerde buldum ben seni
Yanına gelmeye kalksam da beni
İnan ki dört yanın boran kar senin
ALINTI

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

BENİ....  

Gönderen Hayal Bahçe

*



Beni bir mevsime benzetmek istersen eğer;
Sonbaharım...
Kimi zaman köşeden gülümseyen bir güneş
olurum,
Kimi zaman döne döne düşen bir yaprak.
Kimi gün usul usul yağan bir yağmur olurum,
Kimi gün deli deli savuran bir rüzgâr.
BEN SONBAHARIM...


Beni bir çiçeğer benzetmek istersen eğer;
Çiğdemim...
Sapsarı rengiyle içini ısıtan,

Koparmak istersen ellerini kanatan,
Erişemeyeceğin kadar derinde

Korkacağın kadar narin.
BEN ÇİĞDEMİM...

Beni bir renge benzetmek istersen eğer;

Griyim...
Ne beyaz kadar saf, berrak ve katkısız,
Ne siyah kadar net, kasvetli ve asil,
Tam ikisinin ortası.
BEN GRİYİM...

Beni bir kavrama benzetmek istersen eğer;
Sevgiyim...
Bir bebeğin gülüşü kadar içten,


Güneşin doğuşu kadar sabit,
Gecenin rengi kadar etkileyici,
Yaşam kadar gerçek.


BEN SEVGİYİM...

YA SEN TUZ TANEM???
ALINTI

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

BUĞULU CAMLARDA KALDI ADIN  

Gönderen Hayal Bahçe

*



sendin hayatımın kaynağı
algülüm, gülgüzelim, gözgülüm


papatyanın akı, karanfilin alı
özlemim, vazgeçilmezim
seninle uçardım
güvercin kanatlarında her akşam

bir ipekböceği sabrı
bir güvercin aklığı
bir anne sıcaklığı
ve bir kumru saflığıyla severdim seni
bilmezdin

dudağımda bir ıslıkla
bin sevda masalında beklerdim seni
gelmezdin
her gece sevgimi
göğe yıldız diye serperdim
görmezdin

gülüşün bahar buğusu olurdu
gülüşün bir avuç su
gülüşün gül
gülüşün karanfil kokusu

seni görmediğim gün
iki damla özlem
iki damla hasret çiçeği olur
düşerdin yüreğime tane tane
kirpiklerimin kıyısında martı olurdun
susardı bütün denizler seni özlediğimde
gelmezdin

bir sevda masalında arardım seni
bir çınarın dalında, bir gülün alında
saçlarını koklardım tel tel
dudağına en güzel şarkılar yakıştırırdım
ayışığı dökerdim bakışlarına her gece
bilmezdin

güz biter
kış gelir giderdi
yaz biter
bahar gelir geçerdi
gelmezdin
buğulu camlara yazardım adını
yüreğime kazardım
yüzünü gözlerimde
sesini ruhumda saklardım
görmezdin

İsterdim ki,
baharda toprak olayım
rüzgarda yaprak olayım
kırmızı balonlara yükleyip yüreğimi
her gece sana yollayayım

isterdim ki,
en güzel aşk öyküsü olsun aşkımız
yüreklere yazılsın şiir şiir
dünyada bütün sevenler, sevmeyenler
gelenler, geçenler hep seni okusun

isterdim ki,
sonsuzluğun öyküsü olsun
hayatın kaynağı, sevginin bağı
gülün saflığı
en güzel aşk hikayesi olsun aşkımız



Nuri CAN

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

SEVDAN BİR ATEŞ  

Gönderen Hayal Bahçe

*



Sevdan Bir Ates

Senin alev gözlerin
Eritse su ruhumu
Buz olur kesilirim
Yanarken içim

Sesin bir uçurum
Çagirirsa beni
Kus olur uçarim
Yanarken içim

Sevdan bir ates oldu bende
Gönlüm bir deli, costu sende

Kime dokunur ellerin
Kimi görür gözlerin
Ölüm çikar karsima
Yine sen derim.

Saçlarinin rüzgârindan
Savururken gönlümü
Kus olur uçarim
Yanarken içim

Sevdan bir ates oldu bende
Gönlüm bir deli, costu sende.

 Düs Sokagi Sakinleri 

 



dus sokağı sakinleri-sevdan bir ateş

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

HER ŞEY SENDE GİZLİ  

Gönderen Hayal Bahçe

*








Hersey Sende Gizli


Yerin seni çektigi kadar agirsin
Kanatlarin çirpindigi kadar hafif..
Kalbinin attigi kadar canlisin
Gözlerinin uzagi gördügü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kasin gözün
Karsindakinin gördügüdür rengin..
Yasadiklarini kar sayma:
Yasadigin kadar yakinsin sonuna;

Ne kadar yasarsan yasa,
Sevdigin kadardir ömrün..
Gülebildigin kadar mutlusun
Üzülme bil ki agladigin kadar güleceksin
Sakin bitti sanma her seyi,

Sevdigin kadar sevileceksin.
Günesin dogusundadir doganin sana verdigi deger
Ve karsindakine deger verdigin kadar insansin
Bir gün yalan söyleyeceksen eger
Birak karsindaki sana güvendigi kadar inansin.
Ay isigindadir sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldigin kadar ona yakinsin
Unutma yagmurun yagdigi kadar islaksin
Günesin seni isittigi kadar sicak.
Kendini yalniz hissetigin kadar yalnizsin
Ve güçlü hissettigin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettigin kadar güzelsin..

Iste budur hayat!
Iste budur yasamak bunu hatirladigin kadar yasarsin
Bunu unuttugunda aldigin her nefes kadar üsürsün
Ve karsindakini unuttugun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandigi kadar güzeldir
Kuslar ötebildigi kadar sevimli
Bebek agladigi kadar bebektir
Ve herseyi ögrendigin kadar bilirsin bunu da ögren,
Sevdigin kadar sevilirsin...



 Can Yücel 

 

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

BU KALP SENİ UNUTURMU  

Gönderen Hayal Bahçe

*


















Bu Kalp Seni UnuturMu

Yillar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu
Kader gibi istemeden bu kalp seni unutur mu
Bir hasretlik yüzün vardi
Içinde bir hüzün vardi söyleyecek sözüm vardi
Bu kalp seni unutur mu, bu kalp seni unutur mu
Kalbim seni unutur mu
Anlami yok tüm sözlerin sensiz geçen gecelerin
Yasanacak senelerin bu kalp seni unutur mu
Bambaska bir halin vardi
Farketmeden beni sardi benligimi benden aldi
Bu kalp seni unutur mu, bu kalp seni unutur mu
Kalbim seni unutur mu
Bana aski veren sendin sonra alip giden sendin
Yollarimiz ayri derdin bu kalp seni unutur mu
Oysa düslerim baskaydi

Birden bire yarim kaldi benligimi benden aldi
Bu kalp seni unutur mu, bu kalp seni unutur mu
Kalbim seni unutur mu
Hergün aksam yastigimda üsüyorum yoklugunda
Yasiyorum boslugunda bu kalp seni unutur mu

 Fikret Kizilok 


Bu Kalp Seni Unuturmu - Fikret Kýzýlok

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu