height="650"

Radyo Hayal Bahçe

ugur mumcu anma  

Gönderen Hayal Bahçe

*

UĞUR MUMCU NUN 16. ölum yılında onu unutmadık anıyoruz

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

unutulmaz  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

AŞK HER ŞEYE DEĞER  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

YALNIZLIĞIM  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

ÇOK ERKEN  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Gelmiş Bulundum  

Gönderen Hayal Bahçe

*





Gelmiş Bulundum

Ben mişim -neymiş- su sesiymiş
Oymuş -cam kırıkları gibi gövdemi yakan-
Yanağında sardunya kokusuyla yazdan
Kimmiş o gelen ya giden kimmiş
Bir yabancı mı, yoksa bir ermiş
Değilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan.


Güneş mi batarmış bir özel ismi bitirir gibi
Yanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayan
Ne kalmış bir önceden ya da bir sonradan
Kim koparmış dalından bu yabani incirleri
Ya kimmiş kıyıya çeken hayalet gemileri
Ne yazılmış nereye bu garip kargaşadan.


Yıldızlar, büyülü ülke adımı unutturan
Bir kaya, bir ot, bir akarsu
Hangi yaz şarkıcılarının ürpertili korosu
Ki bütün ölüleri sığa çıkaran
Ve kenti bir ölüm derinliğine salan
Yani bir gül solarken bir gülün açma korkusu.


Şiirler yazdım, kitaplar okudum
Elime bir bardak aldım, onu yeniden oydum
Derinlerde kaldım böyle bir zaman
Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
Söyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum.



Edip Cansever

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

sarkılar seni söyler  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

MAVİLERE UYANMAK  

Gönderen Hayal Bahçe

*


click to comment


MAVİLERE UYANMAK

yedi iklim geçer,
ağarıp solan güz ışıklarından
yalan pencerelere doğru...

uykularda olur ne olursa
yangınlar,
takvim ziyanları,
gömülü sevdalar...

iksir gibi yayılır
hücrelerimin rehavetine ıslaklığın
düş tüccarları ağır mesaidedir...

uykularda olur ne olursa,
talanlar
ve beton serinliği
inşaat halindeki aşkların...

uykularda ölür ne ölürse,
kıpırdayan su
gülümseyen yel...

yedi iklimin oralarda
kavalını kırmış bir çobandır
gökyüzü,
aklında new orleans
heybesinde caz!

yedi iklimin
bar olduğu yerdedir uykunun
alkol imparatorluğu
kalabalık avındadır bakışlar...

uykularda olur ne olursa,
bitmez efkar kırları
bazı saçlarda
ve ölüm gibi suskunluklar açar
derin kuyularda...

ve şaka gibi
ve sarsak sarsak
ve kımıl kımıl
bir yaşamaktır
MAVİLERE UYANMAK
en kesif karanlıklara kafa tutan
gözlerinin mavisine kuşanmak...

senin kanatların var,
benim köylü yüreğim...
operada tezek kokusu
bu şehirdeki varlığım! ..
beni taşıyacak vesaitim yok
bu caddeüstü sevdada
ellerinden gayrı..
'gayrı dayanamam ben bu hasrete'
ya beni de yitir
ya sen de git
beni götürdüğün yere...
türküleri sev
yalan kahkahalardan uzak dur
canımın suyuyla yıka ellerini..
aklımın maharetiyle giydir
en mavi yerlerini...

senin adın
buzul mavisi!
çünkü mavilerde uyur,
benden sana geçen
sende beni kalkındıran ne varsa!
sevdiğim, açlığımın uzak ufku,
her sabah;
güneşten ne zaman işaret alırsan
ne zaman dar gelirse soluğun
böyle uzun sarılmaklara,
fikrini kurcalarsa eğer
açık korkular,
işte o zaman
mavilere,
mavilere
uyandır beni...

Yılmaz Erdoğan

click to comment


EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

BİR TUTKUNUN TÜRKÜSÜ  

Gönderen Hayal Bahçe

*





Bir tutkunun türküsü

Neden onu görünce
Karışıyor ellerin birbirine
Onu görünce neden
Kendini bırakıp gidiyorsun giderken

Bırakıp gidiyorsun ve sende
Sevinç gibi bir acı koyuluyor
Öyle durup kalıyorsun gecende

Onu görünce sende neden
Bin tohum ekiliyor birdenbire
Birdenbire nice ürün kaldırılıyor
Onu görünce neden hızlanıyor
Suların akışı kendi kendine

O gidince neden başka birisin
Adın başka, susuşun başka, sesin başka
O gidince hiç kimse değilsin
Tükenmiş bir rüzgârsın ağaçta

Afşar Timuçin

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Happiness picture (Dianne Dengel)  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Ice Art  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

The Golden eye  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

PAPATYA  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

 

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Hoşçakal Gülüm  

Gönderen Hayal Bahçe

*

Hoşcakal Gülüm

Giderken,
Tek kelimelik elvedana bile hazırdım.
Oysa sen;
Bir " hoşcakal " demeden çekip gittin. "

Ne düşler büyütmüştüm varlığında.
Oysa sen gitmeyi tercih ettin.
Ne acı besteler yaptım ruhumun gelgitlerinde.
En gururlu savaştı benimkisi.
Sensizlikte yaşarken
Yalnızlığında savaşmak..
Tek bir silahım vardı.
O da karanlıklarımı aydınlatan gözlerin.

İnan gittiğinde " kendime " adıma üzülmedim.
Hayatımın hiçbir döneminde,
Sevgide tamamlanmış bir resmim yoktu çünkü.
Oysa ben sana üzülür,
Sana tasalanırım amansız gecelerde.
Fırtınalarda hangi limanlara sığınırsın ?
Ayazlarda hangi ateşlerde ısınırsın ?
Bilemiyorum.
Ben, gidişine değil;
Yalnızlığımdaki ıslak gözlerine üzülürüm.

Kim bilir sen
Bu saatlerde kuş tüyü yatağında
Makyajsız düşlere gülümserken,
Ben ayrılığın en derin okyanuslarına gömülürüm.
Çırpındıkça daha çok boğulurum yalnızlığında.

Şimdilerde,
Sensiz bu yüreğe ,
Yoksulların acı yüzüne çizilmiş hüzünler doluyor.
Bir cehennem ateşinde yanıyor anılarım.
Bir de biri bitmeden diğeri yakılan sigaralarım.
Umutsuz değildim asla.
Ama o " veda etmeden " gidişinden sonra.
Her rüzgar içimi soğuttu.
Her nefes beni yalnızlıkla avuttu.
Gelmeyeceğini bile bile
Yüreğimi sarkıttım umut kuyularına.
Bir avuç su ile hasretini söndürecekken
Meğer kova kova " hasret yangınlarını" çekmişim.

Mutluysan eğer bensiz,
Can çekişen kelebekler bile kanatlanmaya hazır.
Sönmüş yıldızlarım ise parlamaya.
Ne diyebilirim ki;
Ben seni ölümüne sevmiştim.
Oysa sen;
Gidişinde bir kelimeyi çok gördün bana.
Şimdi teninde haram eller dolaşırken
Yüreğim ketum yalnızlığınla savaşırken
Söylemediklerine gebe kalmış kelimeyi
Dudaklarımda kanatarak söylüyorum;
" Hoşcakal gülüm."

İSMAİL SARIGENE

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

 

Gönderen Hayal Bahçe

*
*
New Age Video

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Demis Roussos  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

NİNNİ (fon müziği)  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Yeni bir sayfada sana bakmak  

Gönderen Hayal Bahçe

*

*
VİDEO' YU HAZIRLAYAN KIZIM EZGİ'YE TEŞEKKÜR EDERİM

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

uzun yağmurlardan sonra  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Sana ihtiyacım var  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Gamzedeyim deva...  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Tutamadım ellerinden  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Tut ellerimden  

Gönderen Hayal Bahçe

*

take my hand Pictures, Images and Photos

TUT ELLERİMDEN

 

Sırat’tan incedir sevda köprüsü

Beraber geçelim tut ellerimden.

Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü

Beraber uçalım tut ellerimden

 

Gönüldeki birlik kalkandır dışa

Aldırma ayaza, yele, yağışa

Giden ilkbahara, gelecek kışa

Beraber göçelim tut ellerimden.

 

Birleşmek üzredir şafakla gurûp

Korku beklenilmez kapıda durup

İster zehir olsun, isterse şurup

Beraber içelim tut ellerimden.

 

Çağır hayallerin en ötesini

Yakından duyarsın aşkın sesini

Sonsuz mutluluğun penceresini

Beraber açalım tut ellerimden.

 

Hatırla kaybolan hatıraları

Elmastan ışıklı, altundan sarı

Zaman tortusundan işte onları

Beraber seçelim tut ellerimden.

 

Şüphe “başlangıç”tır, karar “nihayet”

Zamanı zamana etme şikayet

Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet

Beraber kaçalım tut ellerimden.

Abdurrahim Karakoç 

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

egg art  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Donal Ruost - myserys  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

SAVAŞA HAYIR!!!  

Gönderen Hayal Bahçe

*




Sabrımı hücrelemiş, utancımı bestelemişsin ey Çocuk. Gazze duvarında asılı umutların, kelepcelenmiş ellerinle gözü yaşlı bir babanın son heceleri ; Çocuk…


Kendi vatanında esareti ezberletmişler sana. Bir elinde sapan, bir elinde taş, etrafını sarıp dikenli duvarlarla, yarınlarını almışlar ellerinden çocuk, yarınlarını siyonist düşüncenin bekçisi vahşi hayvanlar kapışmış azı dişleri ile. Burada sadece yazmak için varolmanın beni kahrettiğini sana nasıl ispatlayabilirim bilmiyorum. Nasıl yanında olmak istediğimi, kaç dünyevi tadın seni düşündüğüm an kursağımda düğümlendiğini, bilmem kaç hevesin iki hecede nasıl bittiğini ; Çocuk…


Kudus gibi düşlerim artık. Karanlığa mutat ama umuda gebe. Seni senden çalmak, senin yerinde olmak isterim Çocuk. Sen gel bende yaşa, bende seni yaşayayım. Sapanını değiş bütün varlığımla. Filistinin dikenli tellerini, Gazzenin aşılmaz duvarlarını değiş evimle ; Çocuk…


Kanıyorum, ağlıyorum ve artık bir tebessüm kadar panzehir istiyorum gözlerinden, bir tebessüm kadar panzehir gözlerinden ; Çocuk…


Uzun zaman oldu bahar mevsimini terkedeli Düşünce ikliminde. Burada her gün kar yağıyor. Burada her gün fırtına. Sen olmayı özledik. Senle olmayı ve seni senle olduğumuza gerçekten inandırmayı ; Çocuk…


Sabrımı hücrelemiş, utancımı bestelemişsin. Gazze duvarında asılı umutların, kelepcelenmiş ellerinle gözü yaşlı bir babanın son heceleri ; Çocuk…

(alıntı)

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

savaşa hayır!!!  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

ANLADIM  

Gönderen Hayal Bahçe

*



VİDEO'YU HAZIRLAYAN  KIZIM EZGİ'YE TEŞEKKÜR EDERİM

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

sevemez kimse...  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

deli gönül...  

Gönderen Hayal Bahçe

*

click to comment

Deli gönül değme çaydan bulanmaz
Coşarsa dalgası kendinden olur
Derdsiz aşık diyar diyar dolanmaz
Gezdirir kavgası kendinden olur

Gönüle delidir demiştik baştan
Üşenmez borandan ıslanmaz yaştan
Boğulmaz denizden yenmez ateşten
Ateşi kor közü kendinden olur

Gönül bir deryadır dalgası dinmez
Her güzele meyil verip dost denmez
Taşıma su ile değirmen dönmez
Dökülür çarka su kendinden olur

Yüce dağlar ova gibi düzlenmez
Veysel muhannetten kerem gözlenmez
Tilki gölgesine arslan gizlenmez
Yiğidin gölgesi kendinden olur

 
AŞIK VEYSEL

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

beni unutma...  

Gönderen Hayal Bahçe

*

click to comment

Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma

Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma

O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma

Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma

Halâ duruyorsa yeşil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma

Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma

Ümit Yaşar Oğuzcan

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

gittin...  

Gönderen Hayal Bahçe

*


click to comment
Gittin...

Ben, arkandan sadece baktım.

Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...

"Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.

Gidersen sönecek içimdeki ateş

ve bir daha hiç kimse yakamayacak.

Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi

O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana.

Konuşamadım...

Gittin...

Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım

Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu

bacağımı bu kadar acı duymazdım.

Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.

Ağlayamadım...

Gittin...

Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa

Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek,

tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.

Anlatamadım...

Gittin...

Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden

Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?

Ürperdin yine biliyorum.

Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini

Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.

Tutamadım

Gittin...

Bir yıkım gibiydi gidişin

Sen adım adım uzaklaşırken benden

Çöküp kaldı bedenim olduğu yere

Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti

Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.

Kalkamadım...

Gittin...

Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum

Hazırdım gidişine,

Kaçak zamanları yaşıyorduk

Zaman bitecek ve sen gidecektin

Bense, gidişinin ertesi günü

Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım.

Başlayamadım...

Gittin...

Bir şey söyledin mi giderken?

"Kal" dememi istedin mi?

Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi?

"Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi?

Beynim öylesine uğulduyorduki.

Duyamadım...

Gittin...

Nereye gittiğin önemli değildi

Binlerce kilometre uzakta da olsan,

iki metre ötemde de farketmiyordu.

Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.

Kurtulmalıydım senden,

bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım.

Kurtulamadım...

Gittin...

Unutulanların arasına katılmalıydım

Anıları bir sandığa koyup

hayatı bir yerinden yakalamalıydım.

Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim.

Yapamadım...

Gittin...

Bir okyanusun ortasında

tek küreği kaybolmuş sandalda

Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi.

Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni,

Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde,

Bil ki; seni Unutamadım...

Mehmet Coşkundeniz

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

seni saklayacağım  

Gönderen Hayal Bahçe

*


click to comment

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, cizdiklerimde
Sarkılarımda, sozlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler gormeyecek seni,
Yasayacaksın gozlerimde.

Sen goreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen gunler gecenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yasam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yasayacağım, anlatılmaz,
Yasayacağım gozlerimde;
Gozlerimde saklayacağım.

Bir gun, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gozlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.
OZDEMİR ASAF

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Flowers Garden  

Gönderen Hayal Bahçe

**

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

hand paıntıng  

Gönderen Hayal Bahçe

**

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

KİBRİTÇİ KIZ  

Gönderen Hayal Bahçe

*

Photobucket

Bir yılbaşı gecesiydi. Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı. Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler, hızlı hızlı yürüyorlardı. Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir eğlence yerine gidiyordu.
Çocuklar koşuyorlar, birbirlerine kartopu atıyorlardı. Gecenin zevkini en çok onlar çıkarıyorlardı. Kahkahalarla gülüyorlar, sevinçle haykırıyorlardı .
Yalnız bir çocuk vardı ki gelip geçenler onun farkında değillerdi. Ufak bir kız çoçuğu. Başı açık, elbisesi yama içinde, yoksul bir kızcağız. Bir kapının önüne büzülmüş, çıplak ayaklarını altına almıştı. Soğuktan morarmış tir tir titriyordu. Üzerinde oturduğu taş basamakta buz gibiydi.

Yavrucağız da sanki donmuş, bir buz parçası kesilmişti.
Geniş bir mukavva kutunun içine sıralanmış kibrit kutularına bakarken gözleri yaşarıyordu.
Evet, bu bir kibritçi kızdı. O gün bir tek kutu kibrit bile satamamıştı. Satsa, bir kaç kuruş para kazansa, kalkıp evine gider, annesiyle birlikte hiç olmazsa bir kase sıcak çorba içerdi. Gidemiyordu, çünkü o gün hiç kibrit satamadığını annesine söylemekten çekiniyordu. Soğuktan, üzüntüsünden titreyen kısık,incecik sesiyle Kibrit var, kibrit diye bağırıyordu. Sokaktan geçenlerin hiçbiri başını çevirip bakmıyordu
Ah hiç olmazsa ayaklarında terlikleri olsaydı! Biraz önce, sokak sokak dolaşırken, hızla geçen bir arabanın önünden kaçmış, kaçarken terlikleri ayağından fırlamıştı.
Karşı kaldırıma geçtikten sonra, dönüp bakmış hınzır bir çocuğun terlikleri kapıp kaçtığını görmüştü. Arkasından seslenmişti ama, çocuk alaylı alaylı seslenerek koşa koşa uzaklaşmıştı.

Kibritçi kız bunun üzerine bir kapının girintisine sığınmış, oracığa kıvrılıp oturmuştu.
Parmakları donmuş, sızlamaya başlamıştı. Kızcağız bu acıya dayanamadı, kutulardan birini açıp bir kibrit çıkardı. Parmakları uyuşmuştu, kibrit çöpünü elinde güçlükle tutuyordu. Eli titreye titreye çöpü duvara sürttü. Kibrit birden alev aldı; tatlı, yumuşacık, turuncu bir alev.

Zavallı kız, kibriti bir elinden öbür eline geçirerek, parmaklarını ısıttı. İçi de ısınmıştı. Sanki gürül gürül yanan bir ocağın karşısındaydı. Gözleri aleve dikilmiş, düşlere dalmıştı: Güzel bir odada, büyük bir ocağın karşısında oturuyordu. Arkasında kalın bir yünlü hırka, ayaklarında kürklü terlikler vardı.

Isınmış, terlemeye bile başlamıştı Derken kibrit sönüverdi. Kibritin sönmesiyle, o tatlı düşlerde sona ermişti. Kızcağızın parmakları yeniden donmaya, sızlamaya başlamıştı.
Bir kibrit daha yaktı. Bu sırada soğuk bir rüzgar esti. Kız kibrit sönmesin diye, duvardan yana döndü. Öbür elini aleve siper etti. Aleve bakarken, karşısındaki duvar sanki eridi, birden açıldı, içerisi göründü. İçeride geniş bir oda vardı. Kar gibi bembeyaz örtü yayılmış bir masanın üzerine tabak tabak yiyecekler dizilmişti. Sofrada gümüş şamdanlar yanıyor, odayı gündüz gibi aydınlatıyordu. Kızcağızın gözleri sofranın ortasında, büyük bir tabağa konulmuş, nar gibi kıpkırmızı kaz kızartmasına dikilmişti. Ağzı sulandı. Elini oraya doğru uzattı. Kibrit yana yana sonuna gelmişti, parmağını yakıyordu. Kızcağız çöpü yere atıverdi. Atmasıyla birlikte, yılbaşı sofrası siliniverdi, gözlerinin önüne taş duvar yeniden dikildi.

Üçüncü kibrit daha fazla düşler yarattı:Bir yaz gecesi Kibritçi Kız kırda bir ağacın altına oturmuş, yıldızlara bakıyor. Gece olduğu halde hava sıcak. Altındaki toprak, gündüz güneşten ısınmış, fırın gibi yanıyor Küçük kız gözlerini yıldızlardan ayıramıyordu. Uzaktan uzağa gece kuşları ötüyor, kurbağalar bağrışıyordu.

Derken bir yıldız kaydı, gökyüzüne geniş bir yay çizerek uzaklaştı, söndü. Kızcağız: işte, biri daha öldü. diye mırıldandı. Bir gün, ninesi söylemişti: Her yıldız düştükçe yeryüzünden biri ölürmüş Ninesini bir daha görebilmek için bir kibrit daha çaktı. Soğuktan kaskatı kesilmiş, beyni durmuştu. O şimdi sokak ortasında olduğunu unutmuş, düşler dünyasına dalmıştı. Kibritin alevinde yine ninesini görüyor, onun sesini işitir gibi oluyordu. İşte ninesi geliyordu. Lapa lapa yağan karların arasından bir melek gibi iniyordu. Geldi, geldi.Kolları nı açtı, torununu kucakladı, aldı göklere doğru götürdü.
Ertesi sabah, yoldan geçenler, bir evin basamağında donmuş kalmış kızcağızın ölüsünü buldular. Yanı başında bir sürü boş kibrit kutusu vardı.

-Zavallı kız ısınmak için bütün kibritlerini yakmış dediler. Bu kibritlerin alevinde onun ne düşler gördüğünü bilemezlerdi ki.

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

ÇIK DA GEL  

Gönderen Hayal Bahçe

*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Renklerin dansı  

Gönderen Hayal Bahçe

**

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

NASIL AŞK HİKAYESİ  

Gönderen Hayal Bahçe

*





Sevgilim bu nasıl aşk hikayesi
Ne sen varsın ne ben varım
Baktım senli benli sayfalara
Yazdığımız herşey yarım

Ne söz vermişiz tutmuşuz
Yemin etmiş unutmuşuz
Birbirimizden giderken bile
Konuşmamışız susmuşuz


Gelip kapına dayansam
Elimde bir demet çiçek
Ben özür dilerim sen affedersin
Perperişan gelirim kabul edersin
Sadece sarılıp birbirimize ağlayalım mı ne dersin ?

Ne söz vermişiz tutmuşuz
Yemin etmiş unutmuşuz
Birbirimizden giderken bile
Konuşmamışız susmuşuz

Sevgilim bu nasıl aşk hikayesi
Senli değil benli değil
Nasıl çekip gittik birbirimizden
Sebep neydi belli değil

Ne söz vermişiz tutmuşuz
Yemin etmiş unutmuşuz
Birbirimizden giderken bile
Konuşmamışız susmuşuz

Gelip kapına dayansam
Elimde bir demet çiçek
özür dilerim sen affedersin
Perperişan gelirim kabul edersin
Sadece sarılıp birbirimize ağlayalım mı ne dersin ?
Alıntı

click to comment

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

ÖZLEMEK  

Gönderen Hayal Bahçe

*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

BİRDENBİRE  

Gönderen Hayal Bahçe

*


click to comment

BİRDENBİRE

Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu.

Birdenbire,
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.
ORHAN VELİ KANIK

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

AYRILIK SEVDAYA DAHİL  

Gönderen Hayal Bahçe

*



AYRILIK SEVDAYA DAHİL

Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
En görkemli saatinde yıldız alacasının
Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader
Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
Onu çok arıyorum onu çok arıyorum
Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları
Bir yerlere yıldırım düşüyorum
Ayrıldığımızı hisettiğim an demirler eriyor hırsımdan
Ay ışığına batmış karabiber ağacları

Gümüş tozu gecenin ırmağında yüzüyor
Zambaklar yaseminler unutulmuş
Tedirgin gülümser
Çünkü ayrılık da sevdaya dahil
Çünkü ayrılanlar hala sevgili

Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
Her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili
Telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
Gittikçe genişleyen yakılmış ot kokusu
Yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
Yansımalar tutmus bütün sahili
Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
Öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
Çünkü ayrılıklar da sevdaya dahil
Çünkü ayrılanlar hala sevgili

Yanlızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık
Hava ağır, toprak ağır, yaprak ağır
Süt tozları yağıyor üstümüze
Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
Eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı
Karanlık çöktü denize
Yanlızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin
Ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
Kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan
Bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince
Sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice
Yalnızların en büyük sorunu
Tek başına özgürlük ne işe yarayacak
Bir türlü çözemedikleri
Bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına
Benzemesin diye özgürlük
Mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle
Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde
Ancak birbirimiz için varız
İkimiz sanmıştık ki
Tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatca sığarız
Hiç yanılmamışız
Her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi
Tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı
Hala kıpkızıl gülümseyen
Sanki ateşten bir tebessüm zehir zemberek
AŞKIMIZ

Attila İLHAN

 

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

YALNIZLIK PAYLAŞILMAZ...  

Gönderen Hayal Bahçe

*



click to comment


Yalnızlık Paylaşılmaz

Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.

Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.

 

Özdemir Asaf

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

AYRILIKLAR-BİRLİKTELİKLER  

Gönderen Hayal Bahçe

*




ayrılıklar - birliktelikler

 

ayrılıklar da emek ister

birlikteliklerin istediği gibi

 

her ayrılık biraz gecikmiştir ama

 

kağıt üzerindedir  bazı ayrılıklar

kağıt üzerinde bile değilken bazı birliktelikler

 

hiçbir yerde yazmayabilir bazı  kopmaz ayrılıklar

her yerde yazarken çoktan kopmuş birliktelikler

 

silinmez izler kalabilir bazı ayrılıklardan

tek iz kalmazken bazı birlikteliklerden...


düş hekimi yalçın ergir 
 

 

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

CAN EVİMDEN  

Gönderen Hayal Bahçe

**

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

DAMLA DAMLA  

Gönderen Hayal Bahçe

**

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

SANA ALIŞIYORKEN  

Gönderen Hayal Bahçe

**

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

ANLAMAZDIN...  

Gönderen Hayal Bahçe

**

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

SEN AĞLAMA...  

Gönderen Hayal Bahçe

**

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

SİGARAMIN DUMANINA SARSAM  

Gönderen Hayal Bahçe

**

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

SESSİZ GEMİ  

Gönderen Hayal Bahçe

**

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

NERDESİN SEVDAM  

Gönderen Hayal Bahçe

*



Nerdesin  sevdam

 
Neredesin ah sevdam nerelerdesin

Ama kararım kesin

Olmasan da yanımda seni sensiz yaşayacağım

Seninle olmayı sensiz başarabileceğim

Dedim ya deli bu yürek bir o kadarda çılgın

Nasıl mı?

Şiirler yazacağım yine ben sana

Yüreğine kazınan

Akşamları o sessiz karanlıklarda

Göğsüne yaslanacağım dizlerine uzanacağım belki de yokluğunun

Her zaman yaptığım gibi

Beraber uyuyakalacağım yokluğunla

Yüreğinden öpeceğim bu gece bir kez daha

Senin içini titretircesine

Bilemezsin ne çok özlemişim o yüreğini

Yaşıyorum doyasıya

Sarılıyorum öpüyorum

Dizlerimde yatırıp saçlarını okşuyorum yokluğunun

Birden içime bir ürperti gelince

Sende bana kıyamıyor

Ben üşüdükçe üstüme sen yağmaya başlıyorsun

Bilir misin?

Isınırım o an hem de öyle güzel ısıtır ki senin o yağışların

Dudaktan dudağa bir şiir misali

Derin uykulara dalsak diye mırıldanır dururum yokluğuna

Tek istediğim biz bu yollara koynumuzda yağmurla düştük

Zaman zaman yorgunduk, zaman zaman belki de üşüdük

Ama hiç yılmadık yüreğimizdeki o sevgiyle

Hep yürüdük.. Hep yürüdük

Bir de Aşk âşık olmuş ikimize içimizdeki bu sevgiye

Bu deli gönül bir sana âşık sana sevdalı

Bedenim senin yanında olsun diye isterken

Seni böylesine sevip böylesine özlerken

Neredesin ah sevdam nerelerdesin

 

Haluk Çetinkaya

 

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

AŞK HİKAYESİ  

Gönderen Hayal Bahçe

**

İlgili aramalar: müzik - kayahan-aşk hikayesi -  kayahan -  aşk -  hikayesi

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

YAŞAMAM ARTIK  

Gönderen Hayal Bahçe

**

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Best of 80'ler  

Gönderen Hayal Bahçe

*

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu