KÖŞE KAPMACA
2008
*
*
*
*
*
Bir aşk nasıl yaşanırmış;
Yüreğine kan damlamadıkça bunun adı sevda olmazmış
Ayrılık pasıyla paslanmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Hasret hançeriyle deşilmedikçe bunun adı sevda olmazmış
Özlem ateşinde yanmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Karanlıklarda kalmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Bilinmezlerde boğulmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Susarak bağırmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Sessizlik seni haykırmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Gözyaşlarından kan damlamadıkça bunun adı sevda olmazmış
Umutsuzluğa kapılmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yüreğin kor ateşlerde yanmadıkça bunun adı sevda olmazmış
İçinde fırtınalar kopmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yüreğin gölgelerde kalmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yar’e tutuklu kalmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yar’in hükmünü giymedikçe bunun adı sevda olmazmış
Gönlüne kar yağmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Zemherirden için yanmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Geceleri dost tutmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Adı her geçtiğinde yüreciğin sızlamadıkça bunun adı sevda olmazmış
Gözlerine her baktığında orda yok olmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Issız çöllerde kaybolmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Her serapta onu görmedikçe bunun adı sevda olmazmış
Kuruyan dudaklarını onun adıyla ıslatmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Bulut olup yağmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Rüzgâr olup esmedikçe bunun adı sevda olmazmış
Dağ olup yerinde durmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Ova olup ayağına serilmedikçe bunun adı sevda olmazmış
Irmak olup yüreğine akmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Sel olup coşmadıkça bunun adı sevda olmazmış
En nadide gül olup solmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Çiçek olup kopmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yaşanmamışlıklar yaşanmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Aklın başından gitmedikçe bunun adı sevda olmazmış
Göz kırpan her yıldızda onu bulmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Gecenin karanlığındaki tek ışığın o olmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yar’in tebessümünde erimedikçe bunun adı sevda olmazmış
Acıdan un ufak olmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Her deminde sadık kalmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Her nefesinde ismini anmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Her şeyi göze almadıkça bunun adı sevda olmazmış
O sevda da deli olmadıkça bunun adı sevda olmazmış!!!
alıntı
*
Yalan Sevdiğim
Çicek çiçek açıp ağaçlarımda
Yaprak yaprak dalda solan sevdiğim
Damla damla akıp göz uclarımda
Derya derya kalbe dolan sevdiğim
Bazen bir alevsin avuçlarımda
Bazen bir menekşe yamaçlarımda
Bazen bir rüzgarsın kır saçlarımda
Tutam tatam başım yolan sevdiğim
Bir zaman ömrümüz yazdı bahardı
Ne bülbül ah eder ne gül ağlardı
Dört mevsim kalplerde bir aşk yanardı
Şimdi bir külleri kalan sevdiğim
Kalmadı içimde sevgiye bir yer
İşkenceye döndü saatler günler
Yüreğim bir mezar sığmaz ölüler
Sonsuz acılara salan sevdiğim
Benimdir çileler bu ayrılıklar
Dinmeyen gözyaşı bu hıçkırıklar
İçimde bin özlem bin kahır var
Anladım bu dünya yalan sevdiğim
ALINTI
*
Ağladığını istemem ben ölürsem.
Beni en sevdiğin halimle hatırla.
Uzak bir yerde çalıştığımı düşün.
Hayatta olduğuma inan
Bir gün gelir kendiliğinden
Geçer bütün üzüntün
Her yeni gelen günü
Yeni bir ümitle beklemeli
Her yeni gün yeni havalarla gelir
Gece, yağan yağmurla uyursun
Sabah, birde bakarsın odan güneşli.
Her gelen vapur, tren
Yeni insanlarla gelir...
Ben esmerdim güzelim
Bu sefer bir sarışını seversin
Aşk yaşayanlar içindir...
Necati CUMALI
*
Yaşam bir kitaba benzer...
Ön kapağı geleceği
Yazılar yaşananları
Resimler hatıraları
Dipnotlar dostlukları
Sayfalar yılları
Arka kapağı ise geçmişi
Temsil eder...
Öyle bir kitap yaz ki,
Yazılan kadar resimleri ve dipnotları
Da çok olsun...
Öyle bir kitap yaz ki,
Arka kapağına yazdıkların
Hiçbir zaman pişman ettirmesin...
Öyle bir kitap yaz ki,
Ön kapağı tertemiz kadar dopdolu da olsun...
Ve
Öyle bir kitap yaz ki,
Her köşesinde seni çok seven BEN olayım, tatlım...
Serpil Çalışkan
*
Ben eskiden böyle korkmazdım
Aşktan sevdadan.......
Nisan'a inat, yağmura inat
Alır başımı giderdim....
Titrek akşamlarda
Yıldızları seyreder ağlardım
Ben eskiden korkmazdım
Korkmazdım aşktan sevdadan.....
Şahittir kaldırım taşları
Yanayakıla çektiklerime,
Sonra gökyüzü bilir
Sevdim mi nasıl severim
Kaç yürek eskitirim, bir sevda boyu.....
Önceleri başka mı yağardı yağmurlar ki
Salardı bizi sevdalara doludizgin...
Gökyüzü bir başka alem
Yıldızlar bir başka...
Alabildiğince korkusuz
Alabildiğince hür.....
Oysa şimdi yitip giden ne ki
Nedir bu korku bu endişe
Ve neden korkutur beni
Gözlerinde ki ışıltı...
Neden hapseder sesin
Beni duvarlara usulca..
İnan korkmazdım aşktan sevdadan
Senden önce, sana dair....
98' SUSURLUK
Hasan Şahin
*
*
Adam eve döndüğünde, 5 yaşındaki oğlunu kapının önünde beklerken bulur. Çocuk babasına sorar:
- Hoş geldin babacığım. Sen bir saatte ne kadar para kazanıyorsun?
Yorgun gelen adam sertçe cevap verir:
- Bu senin işin değil!
- Babacığım lütfen.
- Ne olacak? 20 dolar...
- Peki bana 10 dolar borç verir misin?
Adam iyice sinirlenip bağırır:
- Benim, senin saçma oyuncaklarına veya başka şeylerine verecek param yok! Hadi derhal odana git!..
Çocuk mahzun mahzun odasına girip kapısını kapatır. Adam sinirli sinirli, 'Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder?' diye düşünür. Aradan bir müddet geçtikten sonra biraz daha sakinleşir. Çocuğa, belki de gerçekten lâzım olduğunu düşünür. Odasına gidip henüz uyuyamamış olan çocuğa der ki:
- Al bakalım istediğin 10 doları! Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm, ama yorucu bir gün geçirmiştim.
Çocuk sevinçle babasını kucaklar ve; 'Teşekkürler babacığım!' diye sevinir. Yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkararak, babasının yüzüne bakar ve yavaşça paraları sayar. Bunu gören adam iyice sinirlenerek yine sertçe sorar:
- Paran olduğu hâlde neden benden para istiyorsun?
- Babacığım, yeterince yoktu.
Bu sırada elindeki paraları babasına uzatarak son sözünü söyler:
- İşte 20 dolar babacığım. Bir saatini bana ayırır mısın?
*
*
HAYATIN EN GUZEL ANI HERŞEYDEN VAZGEÇTİĞİNİZ ZAMAN SİZİ HAYATA BAĞLIYAN BİRİLERİ OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ANDIR...
Sizi sizin kadar tanıyan biri;
sizi düşünen, düşünmeyi öğrenmiş,
sakin, uslu, efendi, oturmayı kalkmayı bilen,
sevmeden edemediğiniz biri;
size sizi anlatmayı herşeyden çok seven,
sizin için çok şey başarmaya hazır biri;
bazen biraz fazla konuştuğundan yakındığınız ama ne söylediğini
bildiğinden hep emin olduğunuz,
sizi tanıdığı kadar kendini ve hayatı tanıyan biri;
yalnızca eşinize anlatabildiğiniz sırlarınızı anlatmaktaN çekinmediginiz,
bazen düşüncesine şiddetle ihtiyaç duyduğunuz biri;
sabahın üçünde "ayıp olur mu" diye endişelenmeden arayabildiğiniz
ve
üçüne beşine bakmadan size duymanız gerekenleri söyleyen,
gecenin o karanlığında kalkıp ışığı yakan,
masasının başına geçen biri;
kaleminiz, kağıdınız,
aynanız, saatiniz, kravatınız olan,
bazen gölgeniz olan biri;
ve
bazen vicdanımız,
bazen de uykusuz bıraktıgınız için,
vicdan azabınız olan biri...
Hayatınız da böyle biri ... var mı ?
Varsa,kıymetini bilin.
*
Evlilik hayatında mutluluğun temel şartları arasında en önde
Geleni sevgidir.
Sevgiyle kurulan bir yuvada diğer şartları (saygı,güven,sadakat,sorumluluk,hoşgörü,sabır,anlayış ) gibi yerine
Getirmek daha da kolaylaşır.
Birbirine sevgi ile bağlı eşler arasında sevginin korunup
Büyütülmesi ancak(“ben” duygularının “biz” duygusuna
Döndürülmesi ile gerçekleşir.
Aile olmanın temelinde bu anlayış bulunursa aile içinde
Sevginin aktarılması kolaylaşır.
İnsanlar sevgilerini belirtirken farklı diller kullanır.
Bazıları sevgisini sözle ifade ederken bazıları davranışlarıyla
İfade etme yolunu seçer..
Her ne şekilde olursa olsun,sevginin aile içindeki değeri hiçbir şey ile ölçülemez.
Mutlu ve huzurlu bir yuva ,sevgilerin yeşertilip büyütüldüğü
Yerdir..
*
-
”Her zaman” , “Hiçbir zaman”, “Asla” gibi sözler Tanrı’ya aittir. Sen bunları kullanma
-Eğitimi olmayan başarılı birçok kişi vardır. Ama, çaba harcamadan başarılı olmuş tek kişi bulamazsın. Çalışmadan başarı elde edemezsin.
-İşine, bir sanatcının eserine baktığı gibi bak. İşini, yapılacak bir iş olarak değil, yaratılacak bir şey olarak gör.
-Önce ol, sonra sahip ol. Sen kendini çukur yap, su dolar içine.
-Her durumda, herzaman nazik ol.
-Kendini iyi hissetmek istersen, sen başkalarını iyi hissettir.
-Dinle
-Hemen itiraz etme.
-Hayat boyu öğrenci ol
-Yapabileceğinin en iyisini yap
-Sev. Kendini, işini, çevreni, evreni.
-Hayatında sorunları sorun yapma.
-Bütünü gör.
-Ne kadar basit, o kadar etkili. Basitleştir.
-Ne kadar az, o kadar iyi. Azaltabildiğin kadar azalt.
-Ne kadar kısa, o kadar vurucu. Kısaltılabildiğin kadar kısalt.
-Sorunlara tek tek odaklan.
-Olaylara ön yagısız bak. Etiketleme.
-Masrafları kıs, ama yapabildiğince yatırım yap. Özellikle insana ve teknolojiye yatırım yap.
-Sosyal sermayeni (ilişki ağını) devamlı geliştir.
-Mazeret kabul edilmez. Azdı, çoktu, yoktu, değişmişti, yeniydi, elimdi, ayağımdı… geçerli değildir.
-Hata yaptıysan, kabul et, özür dile.
-Sorumluluk aldığı
-Dereyi geçince, salı kıyıda bırak. Bil ki seni buraya getiren neyse, buradan oraya aynı şey götüremez.
n oranda güçlü olursun.
-Diline hakim ol. Yerinde kullan.
-Başarının yolları, başarısızlık taşlarıyla döşenmiştir. “Kaleyi tutturamazsam” diye şut atmazsan, gol de olmaz.
-Zenginler, sadece bir iş modeli olabilirler. Davranış modeli değil.
-Bedenin gibi zihnini de çalıştır.
-Önlenemiyecek olanı kabul et. Yağmur yağıyorsa, bırak yağsın. Sen, onu durdurmaya çalışmak yerine, şemsiyeni aç.
-Hayat adil değildir. Olması da gerekmez.
-Bir yere ulaşmak için, adım adım aynı yönde ilerlemelisin.
-Gereksiz yük taşıma: Affet.
-Geçmişinle barış ki, bu günü yaşayabilesin.
-İş sorunları, iş meselesidir. Ölüm kalım meselesi değil.
-Geçmişe takılma, gelecekte yaşama. Yaşam, şimdi burada.
-Ünvanlar önemsizdir. Özellikle de seninkiler.
-Para gereklidir, ama amaç olamaz. Tıpkı, oksijen veya ekmek gibi. Onlarsız yaşayamayız, ama onlar için de yaşamayız.
-”O gün” bu gündür. Ne yapacaksan şimdi yap.
-Hayatı erteleme.
-Detaya takıl.
-Sen düşünüyorsan başkaları da düşünüyordur. Ne yapacaksan, hemen yap.
-Az yürünmüş yolu seç. Farklı yoları dene, farklı ol.
-Altında çalışanlar senden iyi olmalılar.
-Kendin ol, farklılığını yaptığın işe yansıt.
-”Bumerang” etkisinden yararlan. Kazandır ki kazanasın. Güven ki sana güvensinler. Ver ki sana versinler. Sev ki seni sevsinler.
-Maaş artışı isteyeceksen, o iş yerinden ayrıl. Ya sen o ücreti hak etmiyorsun, ya da senin değerin bilinmiyor.
-Yarı yeniden başla ama farklı yap.
-En önemliyi, ilk sıraya koy, önce yap.
-Emirle değil, soruyla yönet.
-Olan heşeyde, senin için anlamı olan bir şeyler vardır.
-Duygu ve enerji vampirlerinden uzak dur.
-Kalbinin sesini dinle.
-Başarı, başarısızlığı hazırlar.
-Hayatta güzel ve zevkli şeylerin çoğu maliyetsizdir. Derin bir nefes almak, güneş batışını izlemek, güvercinlere yem atmak, yıldızlı gökyüzünde kayan yıldızları seyretmek…
-Önemsize her “evet”, bir önemliye “hayır”dır.
-Başlamadan hiçbir şey bitemez. Başlayan herşey de biter.
-Öyle farklı şeyler yap ki, insanlar sana önce gülsün, sonra alkışlasınlar.
-Koşma, hayat kısa.
-Hayatına kimler katkıda bulundu? Şimdi telefonu al ve onları ara.
-Bugün son günün olsa ne yapardın? Şimdi onu yap.
-Yaşlanmanın ilacı, öğrenmektir.
-Gülümse.
-Herkesi , en az kendin kadar, akıllı bil.
-Her sabah günün programını yaparken, kendin için birşeyler de planla.
-Bu gün neye ne kadar zaman ayıracaksın? Bu senin değerlerini belirler.
-Vazgeçme.
-Elinde olanın değerini bil. Şükret.
-”Saat 05.00 kulübü” üyesi ol. Erken kalk.
-Masasız yaşa.
-Hastalanmadan sağlığının değerini bil.
-Yaşadığın her gün, hakettiğinin bir fazlasıdır. Değerini bil, hakkını ver.
-Sen ne zenginisin? Sağlık, aile, iş, para, etkinlik, çevre, arkadaş,….
-BOŞVER. Ne olacaksa zaten oluyor
alıntı
''Geleceğe bakınca geçmişine güleceğinden gayet emin.
Değersizce kenara atılmış onlarca söz, yalan yemin.
Meydan okumaz zamana,bekler hayat sancısı,
Mahkum olana değil mağlup olana verdi tacını..''
*
*
JACKSON BROWNDAN HAYAT DERSLERİ