*
Radyo Hayal Bahçe
*
Demli Bir Sevda
Üzerine sünger çekilmiş sevdalarıma inat,
Demli bir çay gibi geldin,
Yorgun hayatımın ortasına.
Bir hoşçakal zamanında.
Ama olsun yinede,
Bir parmaklık bal tadındaydın.
Gönlümün kırık telinin,
Bitmemiş bestesi gibi.
Hikayelerini anlat bundan böyle,
Yıldız saydığım gecelere.
Tazece bir öpücük yolla,
O zaman, ben de güleceğim.
Derince bir nefes al,
Şu içime sindiremediğim dünyadan.
Gözlerinde demlensin zaman,ağırdan.
Bu defa sevinçten olsun,
Kahveden dökülen inciler.
Usulca deyiver,
Yıdızlı gökler merhaba.
Gül dalı,martı çığlığı,
Ve Akdeniz'in ılık mavi tuzu,
Merhaba...
Faruk Tekin
*
Sihirbaz değilim ama,göz açıp kapayıncaya kadar kaybolacak dertlerim var..
komedyen de değilim ama gülebilcek birsürü nedenim ve qüldürebiliceğim birsürü arkadasım var..
sarhoş değilim ama 1 milyon kafam var..
sesim güzel değil ama söyleyecek sarkılarım var..
hatıra defteri değilim ama yığınla yaşanmışlığım varr..
cahil değilim ama sevmeyi bilmeyişlerim var..
uzaklık değilim ama dalıp gidişlerim var..
kumbara değilim ama birikintilerim var..
bozuk para değilim ama harcanmış zamanlarım varr..
kalpsiz değilim ama renksiz duygularım var..sağır değilim ama bazen duymayan kulaklarım var..
dilsiz değil ama bazen suskunluklarım var
kamçı değilim ama vurgunlarım var..
renkli değilim ama pembe bende çoookk var..
kitap değilim ama cümlelerim var..
günahkar değilim ama cok hatam var..
net değilim aslında;miyop ölçüde bulanıklıklarım varr..
tanrı değilim ama tapanlarrr varr..!
boş konuşmam ama güçlü cümlelerim varr..
şarkı değilim ama ezgilerim var..
pişman değilim ama ''hatırLamayıunuttukLarım'' var..
megaloman değilim ama BÜYÜLEYİCİ 1 benn varr
narsist hiçç değilim ama ''MUHTESEM OLMAK''kanımda var...
asLında...
EGOİZM iÇİMDE VARR BENİM.........
*
Bir aşk nasıl yaşanırmış;
Yüreğine kan damlamadıkça bunun adı sevda olmazmış
Ayrılık pasıyla paslanmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Hasret hançeriyle deşilmedikçe bunun adı sevda olmazmış
Özlem ateşinde yanmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Karanlıklarda kalmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Bilinmezlerde boğulmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Susarak bağırmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Sessizlik seni haykırmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Gözyaşlarından kan damlamadıkça bunun adı sevda olmazmış
Umutsuzluğa kapılmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yüreğin kor ateşlerde yanmadıkça bunun adı sevda olmazmış
İçinde fırtınalar kopmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yüreğin gölgelerde kalmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yar’e tutuklu kalmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yar’in hükmünü giymedikçe bunun adı sevda olmazmış
Gönlüne kar yağmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Zemherirden için yanmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Geceleri dost tutmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Adı her geçtiğinde yüreciğin sızlamadıkça bunun adı sevda olmazmış
Gözlerine her baktığında orda yok olmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Issız çöllerde kaybolmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Her serapta onu görmedikçe bunun adı sevda olmazmış
Kuruyan dudaklarını onun adıyla ıslatmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Bulut olup yağmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Rüzgâr olup esmedikçe bunun adı sevda olmazmış
Dağ olup yerinde durmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Ova olup ayağına serilmedikçe bunun adı sevda olmazmış
Irmak olup yüreğine akmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Sel olup coşmadıkça bunun adı sevda olmazmış
En nadide gül olup solmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Çiçek olup kopmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yaşanmamışlıklar yaşanmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Aklın başından gitmedikçe bunun adı sevda olmazmış
Göz kırpan her yıldızda onu bulmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Gecenin karanlığındaki tek ışığın o olmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Yar’in tebessümünde erimedikçe bunun adı sevda olmazmış
Acıdan un ufak olmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Her deminde sadık kalmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Her nefesinde ismini anmadıkça bunun adı sevda olmazmış
Her şeyi göze almadıkça bunun adı sevda olmazmış
O sevda da deli olmadıkça bunun adı sevda olmazmış!!!
alıntı
*
Yalan Sevdiğim
Çicek çiçek açıp ağaçlarımda
Yaprak yaprak dalda solan sevdiğim
Damla damla akıp göz uclarımda
Derya derya kalbe dolan sevdiğim
Bazen bir alevsin avuçlarımda
Bazen bir menekşe yamaçlarımda
Bazen bir rüzgarsın kır saçlarımda
Tutam tatam başım yolan sevdiğim
Bir zaman ömrümüz yazdı bahardı
Ne bülbül ah eder ne gül ağlardı
Dört mevsim kalplerde bir aşk yanardı
Şimdi bir külleri kalan sevdiğim
Kalmadı içimde sevgiye bir yer
İşkenceye döndü saatler günler
Yüreğim bir mezar sığmaz ölüler
Sonsuz acılara salan sevdiğim
Benimdir çileler bu ayrılıklar
Dinmeyen gözyaşı bu hıçkırıklar
İçimde bin özlem bin kahır var
Anladım bu dünya yalan sevdiğim
ALINTI
*
Ağladığını istemem ben ölürsem.
Beni en sevdiğin halimle hatırla.
Uzak bir yerde çalıştığımı düşün.
Hayatta olduğuma inan
Bir gün gelir kendiliğinden
Geçer bütün üzüntün
Her yeni gelen günü
Yeni bir ümitle beklemeli
Her yeni gün yeni havalarla gelir
Gece, yağan yağmurla uyursun
Sabah, birde bakarsın odan güneşli.
Her gelen vapur, tren
Yeni insanlarla gelir...
Ben esmerdim güzelim
Bu sefer bir sarışını seversin
Aşk yaşayanlar içindir...
Necati CUMALI
*
Yaşam bir kitaba benzer...
Ön kapağı geleceği
Yazılar yaşananları
Resimler hatıraları
Dipnotlar dostlukları
Sayfalar yılları
Arka kapağı ise geçmişi
Temsil eder...
Öyle bir kitap yaz ki,
Yazılan kadar resimleri ve dipnotları
Da çok olsun...
Öyle bir kitap yaz ki,
Arka kapağına yazdıkların
Hiçbir zaman pişman ettirmesin...
Öyle bir kitap yaz ki,
Ön kapağı tertemiz kadar dopdolu da olsun...
Ve
Öyle bir kitap yaz ki,
Her köşesinde seni çok seven BEN olayım, tatlım...
Serpil Çalışkan
*
Ben eskiden böyle korkmazdım
Aşktan sevdadan.......
Nisan'a inat, yağmura inat
Alır başımı giderdim....
Titrek akşamlarda
Yıldızları seyreder ağlardım
Ben eskiden korkmazdım
Korkmazdım aşktan sevdadan.....
Şahittir kaldırım taşları
Yanayakıla çektiklerime,
Sonra gökyüzü bilir
Sevdim mi nasıl severim
Kaç yürek eskitirim, bir sevda boyu.....
Önceleri başka mı yağardı yağmurlar ki
Salardı bizi sevdalara doludizgin...
Gökyüzü bir başka alem
Yıldızlar bir başka...
Alabildiğince korkusuz
Alabildiğince hür.....
Oysa şimdi yitip giden ne ki
Nedir bu korku bu endişe
Ve neden korkutur beni
Gözlerinde ki ışıltı...
Neden hapseder sesin
Beni duvarlara usulca..
İnan korkmazdım aşktan sevdadan
Senden önce, sana dair....
98' SUSURLUK
Hasan Şahin
*
Eşini kaybetmeyi göze alamazdı. Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hala onu ölürcesine seviyordu. Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti babasını. Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı. Babasına lazım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu Can 'Baba ben de seninle gelmek istiyorum' diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.
Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Minik can sürekli babasına 'Baba nereye gidiyoruz ?' diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve torununa belli etmemeye çalışıyordu. Saatler süren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar. Epeydir buraya gelmemişti. Baraka tipindeki dağ evi artık çürümeye yüz tutmuş, tavan akıyordu. Barakanın bir köşesini temizledi hazırladı ve arabadan yüklendiği yatağı oraya itina ile serdi. Sonra diğer malzemeleri taşıdı. En son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi. Tipi adeta barakanın içinde hissediliyordu. Barakanın içinde fırtına vardı adeta. Çaresizlik içinde babasını izledi. Daha şimdiden üşümeye başlamıştı. Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye düşündü. Öyle üzgündü ki Dünya başına göçüyor gibiydi. O bu duygular içindeyken babası yüreğine bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece seyrediyordu. Artık gitme zamanıydı. Babasının yatağına eğildi yanaklarını ve ellerini defalarca öptü. Beni affet der gibi sarıldı, kokladı. Artık ikisi de kendine hakim olamıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Buna mecburum der gibi baktı babasının yüzüne ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terketti.
Arabaya bindiler. Can yol çıktıklarında ağlamaya başladı neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye. Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu. Can 'Baba sen yaşlandığında bende seni buraya mı getireceğim' diye sorunca Dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı. Barakaya ulaştığında 'Beni affet baba' diyerek babasının boynuna sarıldı. Baba oğul sıkı sıkı sarılmış ve çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Oğlu 'Baba beni affet, sana bu muameleyi yaptığım için beni affet' diye hatasını belli ediyordu.. Babası oğlunun bu sözlerine en anlamlı cevabı veriyordu...
'Geri geleceğini biliyordum yavrum. Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın. Beni bu dağda bırakamayacağını biliyordum....
Alıntı
*
Adam eve döndüğünde, 5 yaşındaki oğlunu kapının önünde beklerken bulur. Çocuk babasına sorar:
- Hoş geldin babacığım. Sen bir saatte ne kadar para kazanıyorsun?
Yorgun gelen adam sertçe cevap verir:
- Bu senin işin değil!
- Babacığım lütfen.
- Ne olacak? 20 dolar...
- Peki bana 10 dolar borç verir misin?
Adam iyice sinirlenip bağırır:
- Benim, senin saçma oyuncaklarına veya başka şeylerine verecek param yok! Hadi derhal odana git!..
Çocuk mahzun mahzun odasına girip kapısını kapatır. Adam sinirli sinirli, 'Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder?' diye düşünür. Aradan bir müddet geçtikten sonra biraz daha sakinleşir. Çocuğa, belki de gerçekten lâzım olduğunu düşünür. Odasına gidip henüz uyuyamamış olan çocuğa der ki:
- Al bakalım istediğin 10 doları! Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm, ama yorucu bir gün geçirmiştim.
Çocuk sevinçle babasını kucaklar ve; 'Teşekkürler babacığım!' diye sevinir. Yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkararak, babasının yüzüne bakar ve yavaşça paraları sayar. Bunu gören adam iyice sinirlenerek yine sertçe sorar:
- Paran olduğu hâlde neden benden para istiyorsun?
- Babacığım, yeterince yoktu.
Bu sırada elindeki paraları babasına uzatarak son sözünü söyler:
- İşte 20 dolar babacığım. Bir saatini bana ayırır mısın?
*
Türkiye Cumhuriyeti Kimliği taşıyan ve taşımaktan mutluluk duyan; Türk, Laz, Çerkez, Kürt ve Arnavut kökenli vatandaşlarımızlarımızla birlikte kurduğumuz vatanımız bir, bayrağımız bir olan yerde KAHPECE ve KALLEŞÇE 15 MEHMEDİMİZİ ŞEHİT EDEN pkk yı LANETLİYORUZ. ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE VE MİNNETLE ANARKEN; KEDERLİ AİLELİLERİNE VE TÜRK MİLLETİNE BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUZ.
*
HAYATIN EN GUZEL ANI HERŞEYDEN VAZGEÇTİĞİNİZ ZAMAN SİZİ HAYATA BAĞLIYAN BİRİLERİ OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ANDIR...
Sizi sizin kadar tanıyan biri;
sizi düşünen, düşünmeyi öğrenmiş,
sakin, uslu, efendi, oturmayı kalkmayı bilen,
sevmeden edemediğiniz biri;
size sizi anlatmayı herşeyden çok seven,
sizin için çok şey başarmaya hazır biri;
bazen biraz fazla konuştuğundan yakındığınız ama ne söylediğini
bildiğinden hep emin olduğunuz,
sizi tanıdığı kadar kendini ve hayatı tanıyan biri;
yalnızca eşinize anlatabildiğiniz sırlarınızı anlatmaktaN çekinmediginiz,
bazen düşüncesine şiddetle ihtiyaç duyduğunuz biri;
sabahın üçünde "ayıp olur mu" diye endişelenmeden arayabildiğiniz
ve
üçüne beşine bakmadan size duymanız gerekenleri söyleyen,
gecenin o karanlığında kalkıp ışığı yakan,
masasının başına geçen biri;
kaleminiz, kağıdınız,
aynanız, saatiniz, kravatınız olan,
bazen gölgeniz olan biri;
ve
bazen vicdanımız,
bazen de uykusuz bıraktıgınız için,
vicdan azabınız olan biri...
Hayatınız da böyle biri ... var mı ?
Varsa,kıymetini bilin.
* Evlilik hayatında mutluluğun temel şartları arasında en önde Geleni sevgidir. Sevgiyle kurulan bir yuvada diğer şartları (saygı,güven,sadakat,sorumluluk,hoşgörü,sabır,anlayış ) gibi yerine Getirmek daha da kolaylaşır. Birbirine sevgi ile bağlı eşler arasında sevginin korunup Büyütülmesi ancak(“ben” duygularının “biz” duygusuna Döndürülmesi ile gerçekleşir. Aile olmanın temelinde bu anlayış bulunursa aile içinde Sevginin aktarılması kolaylaşır. İnsanlar sevgilerini belirtirken farklı diller kullanır. Bazıları sevgisini sözle ifade ederken bazıları davranışlarıyla İfade etme yolunu seçer.. Her ne şekilde olursa olsun,sevginin aile içindeki değeri hiçbir şey ile ölçülemez. Mutlu ve huzurlu bir yuva ,sevgilerin yeşertilip büyütüldüğü Yerdir..
*
-
”Her zaman” , “Hiçbir zaman”, “Asla” gibi sözler Tanrı’ya aittir. Sen bunları kullanma
-Eğitimi olmayan başarılı birçok kişi vardır. Ama, çaba harcamadan başarılı olmuş tek kişi bulamazsın. Çalışmadan başarı elde edemezsin.
-İşine, bir sanatcının eserine baktığı gibi bak. İşini, yapılacak bir iş olarak değil, yaratılacak bir şey olarak gör.
-Önce ol, sonra sahip ol. Sen kendini çukur yap, su dolar içine.
-Her durumda, herzaman nazik ol.
-Kendini iyi hissetmek istersen, sen başkalarını iyi hissettir.
-Dinle
-Hemen itiraz etme.
-Hayat boyu öğrenci ol
-Yapabileceğinin en iyisini yap
-Sev. Kendini, işini, çevreni, evreni.
-Hayatında sorunları sorun yapma.
-Bütünü gör.
-Ne kadar basit, o kadar etkili. Basitleştir.
-Ne kadar az, o kadar iyi. Azaltabildiğin kadar azalt.
-Ne kadar kısa, o kadar vurucu. Kısaltılabildiğin kadar kısalt.
-Sorunlara tek tek odaklan.
-Olaylara ön yagısız bak. Etiketleme.
-Masrafları kıs, ama yapabildiğince yatırım yap. Özellikle insana ve teknolojiye yatırım yap.
-Sosyal sermayeni (ilişki ağını) devamlı geliştir.
-Mazeret kabul edilmez. Azdı, çoktu, yoktu, değişmişti, yeniydi, elimdi, ayağımdı… geçerli değildir.
-Hata yaptıysan, kabul et, özür dile.
-Sorumluluk aldığı
-Dereyi geçince, salı kıyıda bırak. Bil ki seni buraya getiren neyse, buradan oraya aynı şey götüremez.
n oranda güçlü olursun.
-Diline hakim ol. Yerinde kullan.
-Başarının yolları, başarısızlık taşlarıyla döşenmiştir. “Kaleyi tutturamazsam” diye şut atmazsan, gol de olmaz.
-Zenginler, sadece bir iş modeli olabilirler. Davranış modeli değil.
-Bedenin gibi zihnini de çalıştır.
-Önlenemiyecek olanı kabul et. Yağmur yağıyorsa, bırak yağsın. Sen, onu durdurmaya çalışmak yerine, şemsiyeni aç.
-Hayat adil değildir. Olması da gerekmez.
-Bir yere ulaşmak için, adım adım aynı yönde ilerlemelisin.
-Gereksiz yük taşıma: Affet.
-Geçmişinle barış ki, bu günü yaşayabilesin.
-İş sorunları, iş meselesidir. Ölüm kalım meselesi değil.
-Geçmişe takılma, gelecekte yaşama. Yaşam, şimdi burada.
-Ünvanlar önemsizdir. Özellikle de seninkiler.
-Para gereklidir, ama amaç olamaz. Tıpkı, oksijen veya ekmek gibi. Onlarsız yaşayamayız, ama onlar için de yaşamayız.
-”O gün” bu gündür. Ne yapacaksan şimdi yap.
-Hayatı erteleme.
-Detaya takıl.
-Sen düşünüyorsan başkaları da düşünüyordur. Ne yapacaksan, hemen yap.
-Az yürünmüş yolu seç. Farklı yoları dene, farklı ol.
-Altında çalışanlar senden iyi olmalılar.
-Kendin ol, farklılığını yaptığın işe yansıt.
-”Bumerang” etkisinden yararlan. Kazandır ki kazanasın. Güven ki sana güvensinler. Ver ki sana versinler. Sev ki seni sevsinler.
-Maaş artışı isteyeceksen, o iş yerinden ayrıl. Ya sen o ücreti hak etmiyorsun, ya da senin değerin bilinmiyor.
-Yarı yeniden başla ama farklı yap.
-En önemliyi, ilk sıraya koy, önce yap.
-Emirle değil, soruyla yönet.
-Olan heşeyde, senin için anlamı olan bir şeyler vardır.
-Duygu ve enerji vampirlerinden uzak dur.
-Kalbinin sesini dinle.
-Başarı, başarısızlığı hazırlar.
-Hayatta güzel ve zevkli şeylerin çoğu maliyetsizdir. Derin bir nefes almak, güneş batışını izlemek, güvercinlere yem atmak, yıldızlı gökyüzünde kayan yıldızları seyretmek…
-Önemsize her “evet”, bir önemliye “hayır”dır.
-Başlamadan hiçbir şey bitemez. Başlayan herşey de biter.
-Öyle farklı şeyler yap ki, insanlar sana önce gülsün, sonra alkışlasınlar.
-Koşma, hayat kısa.
-Hayatına kimler katkıda bulundu? Şimdi telefonu al ve onları ara.
-Bugün son günün olsa ne yapardın? Şimdi onu yap.
-Yaşlanmanın ilacı, öğrenmektir.
-Gülümse.
-Herkesi , en az kendin kadar, akıllı bil.
-Her sabah günün programını yaparken, kendin için birşeyler de planla.
-Bu gün neye ne kadar zaman ayıracaksın? Bu senin değerlerini belirler.
-Vazgeçme.
-Elinde olanın değerini bil. Şükret.
-”Saat 05.00 kulübü” üyesi ol. Erken kalk.
-Masasız yaşa.
-Hastalanmadan sağlığının değerini bil.
-Yaşadığın her gün, hakettiğinin bir fazlasıdır. Değerini bil, hakkını ver.
-Sen ne zenginisin? Sağlık, aile, iş, para, etkinlik, çevre, arkadaş,….
-BOŞVER. Ne olacaksa zaten oluyor
alıntı
''Geleceğe bakınca geçmişine güleceğinden gayet emin.
Değersizce kenara atılmış onlarca söz, yalan yemin.
Meydan okumaz zamana,bekler hayat sancısı,
Mahkum olana değil mağlup olana verdi tacını..''
*
Her anımızdan zevk alabilmenin, yaşamın yolun sonundan ziyade yolda olduğunun farkında
olarak yaşayabilmeli…
-ASIK OLMAK.
-YUZ KASLARINIZ AGRIYANA DEK GULMEK.
-SICAK BiR DUS.
-OZEL BiR BAKIS.
-MAiL ALMAK.
-MANZARALI BiR YOLDA ARABA KULLANMAK.
-RADYODA EN SEVDiGiNiZ KiSiNiN SARKISININ CALMASI.
-YATAGINIZA UZANIP YAGMURUN SESiNi DiNLEMEK.
-KURUTMA MAKiNESiNDEN YENi CIKMIS SICAK BiR HAVLU.
-SATIN ALMAK iSTEDiGiNiZ KAZAGIN %50 iNDiRiME GiRDiGiNi GORMEK.
-UZAKTAKi BiR ARKADASINIZLA TELEFONDA KONUSMAK.
-KOPUK BANYOSU.
-KIKIR KIKIR GULMEK.
-GUZEL BiR SOHBET.
-KUMSAL.
-GECEN KIS GiYDiGiNiZ MONTUN CEBiNDEN ON MiLYON CIKMASI.
-KENDiNiZE GULMEK.
-GECE YARISI SAATLERCE TELEFONDA KONUSMAK.
-SU FISKiYELERiNiN ARASINDA KOSMAK.
-DURUP DURURKEN GULMEK.
-YANINIZDA SiZE GUZEL OLDUGUNUZU SOYLEYEN BiRiNiN OLMASI.
-iLK ASK.
-HAKKINIZDA GUZEL SOZLER SOYLENDiGiNE KULAK MiSAFiRi OLMAK.
-UYANIP DAHA UYUYACAK BiRKAC SAATiNiZ OLDUGUNU FARKETMEK.
-iLK OPUSME.
-YENi ARKADASLAR EDiNMEK.
-YAVRU BiR KOPEKLE OYNAMAK.
-ODA ARKADASINIZLA GECE YARISI SOHBETLERi.
-GUZEL DUSLER.
-ARKADASLARINIZLA ARABA YOLCULUGU YAPMAK.
-SEVGiLiNiZLE YORGANA SARILIP iYi BiR FiLM SEYRETMEK.
-COK GUZEL BiR KONSERE GiTMEK.
-CEKiCi BiR YABANCIYLA BAKISMAK.
-CiKOLATALI KURABiYE YAPMAK.
-SEVDiGiN iNSANA SIKICA SARILMAK.
-iSTEDiGi ARMAGANI ACAN KiSiNiN YUZUNDEKi iFADEYi GORMEK.
-GUNESiN DOGUSUNU SEYRETMEK...
VE BIR SOZ :
ALDIGIN HER NEFESI FIRSAT BIL,
OT DEGILSIN YENIDEN BITMEZSIN
ÖMER HAYYAM
*
JACKSON BROWNDAN HAYAT DERSLERİ
Doktor, çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış. Çocuk ameliyattan çıkıp gözlerini açtığında,bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle, "Babacığım,kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm." demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş: "Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?" Babası eve dönmüş ve hayatına son vermiş.
Birisi masaya süt döktüğünde ya da bir bebeğin ağladığını işittiğinizde bu öyküyü hatırlayın.
Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün. Kamyonlar onarılabilir, ama kırılan kemikler ve incinen duygular hiçbir zaman onarılamaz; genellikle kişiyle performansı arasındaki farkı göremeyiz. İnsan hata yapar. Hepimiz hata yaparız. Fakat öfkeyle ve düşünmeden yapılan şeyler, insanı sonsuza kadar rahatsız eder. Harekete geçmeden önce durun ve düşünün. Sabırlı olun. Anlayış gösterin ve sevin.
Jackson Brown dan hayat dersleri
1- Kendimi neşelendirmek istedigim zaman en iyi yolun baska birini neşelendirmeye çalışmak olduğunu öğrendim.
2 - Bir bebeğin evlilik sorunlarını çözemeyecegini öğrendim.
3- Bir tartışmayı tatlıya bağlamadan yatağa gidilmemesi gerektiğini öğrendim.
4- İşyerinde romantik iliskiler aranmamasi gerektiğini öğrendim.
5- İnsanin kendisinden daha sorunlu birisiyle evlenmemesi gerektiğini öğrendim.
6- Çalıştırdığımız insanlara iyi davrandığımızda, onların da müşteriye iyi davrandıklarını öğrendim.
7- Bir toplantida zekâmı ya da sohbetimi göstermek konusunda tercih yapmak gerektiğinde sohbeti seçmenin daha iyi olacağını öğrendim.
8- İnsanlara iyi davranmanın hiçbir maliyeti olmadığını öğrendim.
9- Gerçekten yaşamaya başlamak için emeklilik beklenirse, çok uzun bir süre beklenilmiş olunacağını öğrendim.
10-İyi kalpli olmanin mükemmel olmaktan daha önemli oldugunu öğrendim.
11-Kimle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.
Şu Hayatta Neler Öğrendik Neler adlı kitaptan.
KATEGORİLER
- Aşk nedir sizce (1)
- DENEME (17)
- ENSTRÜMANTAL (1)
- FAVORİLERİM (1)
- FIKRA (1)
- HABER (2)
- halk müziği (1)
- KARIŞIK (3)
- MÜZİK (18)
- NOSTALJİ (1)
- ÖYKÜ (20)
- özgün müzik (1)
- RESİM (2)
- sanat müziği (2)
- SESLİ ŞİİRLER (2)
- ŞARKI (2)
- ŞİİR (127)
- TÜRKÇE POP (1)
- VİDEO (43)
- YABANCI MÜZİK (1)
- yazı (1)
- YAZI (12)
Blog Arşivi
- Kasım 2010 (1)
- Şubat 2010 (1)
- Şubat 2009 (7)
- Ocak 2009 (57)
- Aralık 2008 (2)
- Kasım 2008 (33)
- Ekim 2008 (18)
- Eylül 2008 (30)
- Ağustos 2008 (23)
- Temmuz 2008 (69)
- Haziran 2008 (19)
Şiir pps sunum
Son Yazılar
SON YORUMLAR
BAĞLANTILARIM
- baharinduyguseli
- huzunbazz
- poyrazkoy34
- koyukahve
- sonbahardayim
- Karya35
- sevgicerenkler
- kayipdunyam
- firaribiriyim
- durusevdam
- sevgiyleyolculuk
- ikincibahar34
- sibelim69.blogcu
- miniksumeyye
- bulmaca01
- senszken-sensizken
- duygularayolculuk
- bendurasss
- ecininyenidunyasi
- hercai58
- KUM TANESİ - kültür sanat, yaşam, dostluk
- Müzik Ziyafeti
- Kayıp Kalem