Biliyor musun iki gözüm; bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz? Bahar mı, kış mı, sonbahar mı, yaz mı; inan farkında değilim. Sıla ne yana düşer, gurbet ne yanda? Nerdeyim, nasılım? Bilmiyorum.
Derdim, kederim ne biliyor musun?... Neşemi, sevimcimi, yaşama gücümü yitirdim. O coşkulu, mutlu, umutlu günlerimi ne de çok özlüyorum. Öylesine bir özlem ki bu; ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Sevdiklerim, özlediklerim ve bana dost olanların her biri başka bir yerde; hiç birine kavuşamıyorum.
Dalları fırtınada kopmuş bir ağaç gibiyiz iki gözüm. Her dalımız bir sınır boyunda, her yaprağımız bir ülkeye savrulmuş. Bir yanımız vizeli, bir yanımız kaçak. Çocukluğumu, ilk gençliğimi, geçmişimi, memleketimi velhasıl eskiye ait herşeyimi nasıl özlüyorum biliyor musun? Özümü özlüyorum, özümü.....Kendim olabilmeyi, sözümde durmak için verdiğim çabayı, kendime dürüst olmak için kendimle olan mücadelemi, özümle barışık yaşamayı özlüyorum. En iyi sen bilirsin, bir huyumu terk etmek için sarf ettiğim gayreti. Doğaya, insanlara, hayvanlara, çocuklara olan sevgimi, tutkumu ve yüreğimdeki ateşi, dimağımdaki tadı da en iyi sen bilirsin.
Zaman geçiyor, hayat geçiyor, ömrümde akşam çanları çalmaya başladı bile. İnsanın mutlulukları, heyecanları, hayatı, yaşadıkları geride kalıyor iki gözüm. Bizim gibileri yıllar geçtikçe daha bir duygusallaşıyor. Toplumların gittikçe bencilleştiği, duyarsızlaştığı dünyamızda olup bitenler beni hüzünlendiriyor. Acaba bu durumun bilincinde ve farkında olan çevremizde kaç insan var Binbir düşünce üşüşüyor beynime. Anılarla, özlemlerle boğuşmak beni ayrıca yıpratıyor. İç acısıyla dolu, yaralı, bin yerinden vurgun yemiş bir gönülle acılara karşı umarsız olmaya çalışıyorum ama olmuyor. Belki bir gün son bulacak ufuklarda solar hüznümüz. Hala bir şeyler bekleyerek bulutsu bir sise gömülüyor her şey.
Şimdi ise, gülmek-ağlamak arası monoton bir hayatın girdabında kaldım. Üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi. Silkinip çıkamıyorum. Gün ışığına, suya hasret sebzeler gibi tatsız ve tuzsuzum. İşte şimdi böyle bir insan oldum iki gözüm. Gayesiz ve huysuz . Evden sokağa her çıkışımda , penceremden dışarı her bakışımda, karabasan gibi çöken sis ve karanlık dokunuyor bana. Oysa ışık umut, umutsa hayat demektir. Ben mi o ışığı yitirdim, yoksa o ışık mı beni; bilmiyorum. Nedense hep geçmişe bir özlem duygusu büyüyor içimde... İşte böyle iki gözüm. Hangi gündeyiz? Bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz ? Bilmiyorum.Bilsem de benim için artık hiç bir önemi yok..........
Uzun yıllar önce sevdamı yüreğime yükleyip geldiğim bu yabancı ülkede, koynunda volkanları taşıyan bir dağ gibi sustum. Suskunluğumu delicesine haykırmak isterken, içime ağuları akıttım ve öylece sustum. Kara bir diken gibi yuttum ve içime yığılıp öğlece kalakaldım. İçimdeki yangını, yüreğimdeki yarayı, gözlerimdeki damlayı sorma. Hasretlere dayayıp başımı, hüzünle geçip giden günlere, gecelere döndüm sırtımı iki gözüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Gönlümün duvarına kocaman bir sevda resmi çizdim, bir de ateş yaktım ocağıma dağ gibi.Ki, okyanuslar söndüremez.
İnsanlar, var olalı beri kabullenmiş sevdayı. Herkes kendi sevdasının mecnunu; kendi hasretinin delisi olmuş. Kendi hikayesini, kendi sevdasını en büyük sanmış ve saymış; büyütmüş yüreğinde dağ dağ. Sabır sabır beyninin gergefine işlemiş. Benim sevdam da benim için dünyanın en büyük, en kutsal sevdası....
Ben ki, sevdanın çöllerinde ayrılıkların en büyük hasretini çektim Leyla ‘mın. Ferhat oldum dağları deldim. Kerem oldum yaktım kendimi. Pir Sultan oldum asıldım, Nesimi oldum yüzüldüm. Kavuşmak için gönlümü yollara düşürdüm. Horlandım, ezildim, hakaretlere, işkencelere maruz kaldım.
Yüreğimdeki yangını, gözlerimdeki hicranı sorma iki gözüm. Acılarımı kimsesizliğime yükleyip, uzayıp giden yollara düştüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Aşık oldum, yaktım kendimi. İçimde bin yangınla çıktım yola. Sevgilime şiirler yazmak, şarkılar bestelemek, türküler yakmak en büyük ibadetimdi. Kavuşmak ise en inanılmaz hayalim.
Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.
Aşk olmasa iki gözüm, içimde biriktirdiğim bu yangın olmasa, dolmasa iliklerime aşkın hasreti, bu yangın yüreğimi sarmasa, avuçlarımı yakmasa bu ateş, akar mı damarlarımdaki kan! Bir gün kavuşmak hayali olmasa, nasıl dayanılır bu yaşama, bu kimsesizliğe, bu gurbete, bu hasrete iki gözüm, nasıl!
Dokunma iki gözüm
Sorma bana
Ben kimim, adım ne, nereden geldim
Tut ki bir pınarım suyu kesik
Akamadım nazlı nehirlere tut ki
Susturulmuş binlerce türkü
Baştanbaşa aşk ve ateş
Tut ki incinmiş bir gülüşüm
Gecikmiş bir düş
Bir ateşin çemberinde
Yarım kalmış sevinçler kanayan
Tut ki kar altında sevincim
Bütün mevsimlere küsüm
Kanadı kırık bir serçeyim tut ki
Dağlarda koparılmış kınalı bir çiçek
Ateşin zulmünü gördüm
Suyun ihanetini
Baştanbaşa aşk
Baştanbaşa hasret
Susturulmuş
Milyonlarca türküyüm
Dokunma iki gözüm
Sorma bana
Ben kimim, adım ne, nereden geldim
Bir sarı çiçek
Bir sarmaşık
Belki çözer dilini yüreğimin
Upuzun yolların düğümlediği
Ve ihanetlerin kilitlediği...
NURİ CAN
Radyo Hayal Bahçe
This entry was posted
on Çarşamba, Temmuz 02, 2008
and is filed under
ŞİİR
.
You can leave a response
and follow any responses to this entry through the
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
.
KATEGORİLER
- Aşk nedir sizce (1)
- DENEME (17)
- ENSTRÜMANTAL (1)
- FAVORİLERİM (1)
- FIKRA (1)
- HABER (2)
- halk müziği (1)
- KARIŞIK (3)
- MÜZİK (18)
- NOSTALJİ (1)
- ÖYKÜ (20)
- özgün müzik (1)
- RESİM (2)
- sanat müziği (2)
- SESLİ ŞİİRLER (2)
- ŞARKI (2)
- ŞİİR (127)
- TÜRKÇE POP (1)
- VİDEO (43)
- YABANCI MÜZİK (1)
- yazı (1)
- YAZI (12)
Blog Arşivi
- Kasım 2010 (1)
- Şubat 2010 (1)
- Şubat 2009 (7)
- Ocak 2009 (57)
- Aralık 2008 (2)
- Kasım 2008 (33)
- Ekim 2008 (18)
- Eylül 2008 (30)
- Ağustos 2008 (23)
- Temmuz 2008 (69)
- Haziran 2008 (19)
Şiir pps sunum
Son Yazılar
SON YORUMLAR
BAĞLANTILARIM
- baharinduyguseli
- huzunbazz
- poyrazkoy34
- koyukahve
- sonbahardayim
- Karya35
- sevgicerenkler
- kayipdunyam
- firaribiriyim
- durusevdam
- sevgiyleyolculuk
- ikincibahar34
- sibelim69.blogcu
- miniksumeyye
- bulmaca01
- senszken-sensizken
- duygularayolculuk
- bendurasss
- ecininyenidunyasi
- hercai58
- KUM TANESİ - kültür sanat, yaşam, dostluk
- Müzik Ziyafeti
- Kayıp Kalem
0 yorum:
Yorum Gönder