height="650"

Radyo Hayal Bahçe

Bugün Yağmur Yağdı İstanbul'a  

Gönderen Hayal Bahçe

*

Image and video hosting by TinyPicImage and video hosting by TinyPicImage and video hosting by TinyPicclick to commentImage and video hosting by TinyPicImage and video hosting by TinyPicImage and video hosting by TinyPicImage and video hosting by TinyPicImage and video hosting by TinyPic

Bugün Yağmur Yağdı İstanbul'a
Biliyor musun bugün yağmur yağdı İstanbul'a
Yüzelli bin liraya taze simit aldığımız Fatih'e
Gezerken kendimizi kaybettiğimiz Sultanahmet'e
Mutluluğumuz için dua ettiğimiz Eyüp'e yağmur yağdı.

Biliyor musun bir yağmur neleri hatırlattı bana
Kadıköy'de Fenerbahçe'yi delicesine desteklediğimiz günleri
Yine yağmurlu bir günde gezdiğimiz Taksim'i
İlk gözgöze geldiğimiz Bakırköy'ü
İlk defa beraber yemek yediğimiz Çamlıca'yı
Ve ilk ayrıldığımız Üsküdar'ı.

Evet güzelim bugün yağmur yağdı İstanbul'a
Fatih'teki simitlerin üstüne
Beyazıt meydanındaki güvercinlerin üstüne
Çamlıca'daki adımızın kazılı olduğu ağacın üstüne
Ayasofya'nın yaldızlı kubbesine
Boğaz'ın mavi sularına
İstanbul'un toprağına, kalbimizin yaprağına yağmur yağdı.

Yğmur yağdı o pamuk ellerinle okşadığın saçlarıma
Yağmur yağdı bir zamanlar kilitlendiğin gözlerime
Yağmur yağdı hala senin tadını taşıyan dudaklarıma
Yağmur yazdı hala yalnızca senin adının yazdığı yüreğime
Yağmur yağdı buram buram sen kokan İstanbulum'un yüreğine.

Bilmem senin olduğun yerde de yağmur yağar mı
Senin olduğun yerler de böylesine hüzün kokar mı
Düşen her yağmur damlası sana da beni hatırlatır mı
Oradaki kuşlar da her yağmur yağdığında ağlar mı.

Sen de hatırla beni yağmur yağınca
Yağmurlu bir günde bir gece kumsalda yalnızsan
Ve ağlamak istiyorsan dalgalar boyu
Çekinme boşalt gözyaşlarını dibi görünmez okyanusa
Ve o anda anla ki;
Okyanusu okyanus yapan aşıkların gözyaşlarıdır.

Said Ertuğrul Işık

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

SEVGİLİLER GÜNÜ'NÜZ KUTLU OLSUN  

Gönderen Hayal Bahçe

*

Valentine glitter
monaroza_

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

LOVE STORY  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*
Love Story - Ali MacGraw & Ryan ONeal - (1970) - A_Love_Story

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

EĞER  

Gönderen Hayal Bahçe

*



 O’nu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
     Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
     O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
     sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O’ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
     ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...
     dünyanın en güzel yeri O’nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
     hayat O’nunla güzel ve onsuz müptezelse...
     elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O’nun yüzü pembeyse,
     kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
     her şiirde anlatılan O’ysa... her filmin kahramanı O... her roman O’ndan söz ediyor, her çiçek O’nu açıyorsa...
     bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
     iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
     iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
     eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O’nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
     mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O’na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
     kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
     özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
     hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız...
     O’nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
     ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
     gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
     bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O’nun yüzü suyu hürmetine...
     uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
     dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
     nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...
     kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
     gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
     Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
     ...o halde bugün sizin gününüz!..
     "Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.

>
Ê
7
5
 


CAN DÜNDAR

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Amado mio  

Gönderen Hayal Bahçe

*
*
Amado mio -

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

AŞK AYAKKABI GİBİDİR  

Gönderen Hayal Bahçe

*

 

 


Bedenin yükünü ayaklar taşır, ruhun yükünü yürekler..
Bütün ağırlığınızı ve yorgunluğunuzu kaldıran
ayaklarınız icin rahatlığı ve şıklığı bir arada
barındıran ayakkabıyı seçersiniz.
İçinizin acılarını,sıkıntılarını, kırgınlıklarını
ve hayallerini yüklenen, yüreğiniz için de huzur
verici ve "güzel" bir aşk ararsınız. Zaten aşklar da
ayakkabılar gibidir... Bazıları çamur yağmur,toz
toprak, kar buz gibi her türlü "kötü hava"
koşullarına dayanıklıdır. Bazıları ise ummadığınız
kadar kısa zamanda çabucak "yamulur" ilk yağmurlu
havada "altı açılır" veya güzel havalarda bile
"iki günde bozulup" gider. Aşkları da ayakkabılar kadar
"itinayla" seçmezseniz, tıpkı ayağınızda olduğu gibi
yüreğinizde de nasır oluşabilir.

Dar gelen bir ayakkabıyı sadece tarzını beğendiğiniz
için "zamanla açılır" diyen satıcıya inanarak alırsanız,
zaman içinde ayak kemiklerinizde "deformasyon" başlar.
Ruhunuzu daraltan bir aşk içinde yalnızca fiziksel
beğeniye kapılıp" zamanla düzelir" diyenlere kanarsanız,
yine zamanla içinizdeki olumlu duyguların
"çarpıldığını" görebilirsiniz. Aşık olabileceğiniz
insan türü, tıpkı ayakkabılar kadar değişik stillerde,
farklı kalitelerde ve sayısız "renktedir"....

Aşkı bir çeşit serüven olarak "spor" gibi yasayanlar,
aynen "spor ayakkabı" gibi dikkat çekici ve rahat
kişileri bulurlar. Tersine aşkta tutucu ve istikrarlı
olmayı benimseyenler "klasik ayakkabı" gibi
muhafazakar çizgiler taşıyanlara tutulurlar.
Dekolte ayakkabılar gibi sadece cinsellik ve eğlence
zevkleriyle ateşlenen aşklar vardır. "Bez" ayakkabılar
gibi kısa ömürlu "tatil aşkları" ise hemen herkesin
kişisel tarihinde mevcuttur. "Marka" ayakkabı alır gibi,
sevgilinin kariyerine ve maddi durumuna "tutulan"
aşıklar görürsünüz. Kötü plastikten "yağmur çizmesi"
edinir gibi mantık süzgecinden geçirip "işe yarar"
biçimde yaşamak isteyenleri de bilirsiniz. Ayrıca
ne tuhaf ki,psikolojik testlerde "zaafı" olup evine
sayısız çeşitte ayakkabılar yığan insanların, aynı zamanda
"değişik" türde aşklara da zaafı olduğu söylenir.

Evet, aşk "ayakkabıdır" Aynen ayakkabınıza bakım
yapmayıp "hor" kullandığınız zaman kolayca eskittiğiniz gibi,
aşkınıza da dikkatli davranmayıp özen göstermediğiniz
zaman kısa surede "eskitirsiniz". Ve nasıl ki
"delik" bir ayakkabıyı tamir ettirdiğinizde yalnızca
"bir miktar" ömrünü uzatmış olursanız; "delik" bir aşkı
onarmaya kalkıştığınızda da "asla eskisi gibi olmayacaktır"!


Can Yücel

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

GÜLÜŞÜN EKLENİR KİMLİĞİME  

Gönderen Hayal Bahçe

*




AHMET TELLİ

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu